in

2009 Honda CBF125

Yazar: Martin Fitz,Gibbons

CG125’in varisi olduğunu iddia eden CBF125’in doldurması gereken yer epey büyük.
Ehliyet kurslarının sevgilisi CG’nin arkasında bıraktığı boşluğu doldurabilecek mi?

Bir Fireblade’nin soyunu devam ettirmek zorunda olduğunu mu düşünüyorsunuz?

 

Hadi oradan! Asıl bu acayip ufak maymunun efsanevi, yüce(msi) CG125’in yerini doldurması gerekiyor. Ki bu da az buz bir görev değil. CG125 tam 30 sene boyunca pizzaların dağıtılmasını, insanların işlerine gitmesini, market alışverişlerini eve götürmelerine ve motosiklete yeni başlayanların sinirlerinin yatıştırılmasına hizmet etti. CBF125’in tüm bu sayılanları yapması lazım.

 

Adında CBF yazıyor olabilir ama…  Aslında ne CBF600’le ne de 1000’le ortak hiçbir yönü yok. Hatta görüntüsü bile farklı. CBF125’in kendine has bir CG stili var. Bu güzel, parlak, yarışçı ruhlu kırmızı renklerle daha da bir ön plana çıkıyor. Yarı çıplak motor sportif görünüyor bile diyebiliriz. Bunda kuyruk kısmının ve arka stop lambasının da katkısı var. Elbette CBF görsel tasarımına, CG’nin 30 yıllık yaşamı boyunca görmediği kadar emek harcandı. Ama yinede o kadar küçük ki, boyutlarla ilgili bakış açınızın karışmasına sebep oluyor. Ona doğru yürürken bile sanki hala çok uzaktaymış gibi ufak görünüyor. Ta ki üzerine binene kadar.

 

2009 a href=

 

Motor eskiden arta kalan bir model değil
Aslında CBF’in üzerindeki motor hem CG’den (CBF üstten eksantrikli) hem de CBR125’den (dört supaplı motor; CBF’de sadece 2 supap var) farklı. Hatta temel boyutları bile farklı. Diğer iki Honda motoru kare biçimindeyken CBF’in pistonlarının 57.8 mm hareket mesafesin 52.4 mm’lik genişliğinden daha uzun ki bu da onu kare değil dikdörtgen yapıyor. Uzun strok demek daha az devir daha çok tork demektir. Honda, azami torkun CG’den %14 daha fazla olduğunu ve 750 dd daha erken ortaya çıktığını söylüyor. Hatta CBR125’den bile %6 daha torklu. Üstelik bunu CBR’dan 2000 dd daha önce sunuyor. Bu da motorun, sürücüsüne çalıştığını bile hissettirmeden akıcı ve yumuşak bir güç akışı sağlamasına imkân veriyor. Sahip olduğu beş vitesi sırayla kullanıp 100 km/s civarı bir sürate çıkmak sorunsuz gerçekleşiyor. Biraz gaddarca davranırsanız analog göstergede 120 km/s bile görmek mümkün ama devir saati olmadığından geriye çevirebileceğiniz kaç devir kaldığını görmeniz mümkün değil.

 

Kampanalı arka fren, çift kollu amortisör…
Ne kadar antika… Evet, CBF dünyanın en büyük üreticisi tarafından piyasaya sürülen 2009 model “yeni” bir motor ve modası yüzyıllar önce geçmiş bir şasi teknolojisi kullanıyor. Honda’nın bu motosikletin fiyatını düşük tutmasının sırrı da burada yatıyor zaten. İşin aslı, bu model Hindistan’da üretiliyor. Hatta bunu şasiye perçinlenmiş levhada da görmek mümkün. Maliyetleri aşağıda tutmanın bir başka yolu…

 

Parasına kıyamayanlar ona âşık olacak

Honda bir depoyla (13 litre) 400 kilometre civarında yol yapılabilineceğini iddia ediyor. Yani neredeyse İstanbul’dan Ankara’ya bir depo ile gidebilirsiniz. Gerçek hayat kullanımında bu 50-100 km daha az olsa bile yine de gerçekten çok ekonomik bir netice. Bu rakamların rakibi ancak bir bisiklet olabilir.

 

2009 Honda CBF125 2. İçerik Fotoğrafı
2009 Honda CBF125 3. İçerik Fotoğrafı

 

Güzel yönlendirilebilme beklemeyin

Çok kötü değil sadece huzursuz. Bozuk yollarda giderken, sönümlemeleri yeterli olmayan çift kollu amortisörler yaşamlarını ya dibine kadar kapanarak ya da sürücüyü seleden zıplatarak geçiriyorlar. Naylon lastikler (Hintli TVS firması tarafından yapılan) ıslak zeminde berbatlar ve genişlikleri yüzünden motoru sağdan sola sektiriyorlar. Pek CBF ismine yakışır bir sürüş olmuyor. Frenler fena değil. Ne fazlaları var ne de eksikleri. CBF125 hakkında insanın hayal gücünü harekete geçiren bir şey olmadığı gibi gerçekten rahatsız eden bir şey de yok. Üstelik gerçek bir Honda’yı bir Honda bayiinden alıyor olmak fikri biraz daha ucuza, ne idüğü belirsiz bir makine almaktan çok daha güven verici.

 

Sol: Motor tekere kalktığında geriye takla atmaması için arka freni kullanmaya gerek yok. İyi ki de yok!

 

Orta: ekonomik olsun diye tasarlanmış gösterge panelinde takometre ve yakıt göstergesi var. Devir sayacı yok.

 

Alt: VIN (Vehicle İdentification Number – Araç Kimlik Numarası) levhası her şeyi anlatıyor. Hindistan’da üretilmiş.

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

2013 Yamaha D’elight

2009 MV Agusta Brutale 1078RR – Kawasaki Z1000

REKLAM