in

7 Altın Kural

Yazar: Sinem Arslan

Motosiklet kullanırken hatırlamanız gereken 7 altın kural

Az sonra aşağıda motosikletin üzerine binmeden önce dikkat etmeniz gereken 7 sıradan hatırlatma okuyacaksınız. Evet, çoğumuza göre bunlar sıradan ve zaten uyguladığımız –bildiğimizşeyler. Etrafınıza motosiklet kullandığınızı ve bu tercihinizden ötürü onlardan farklı olduğunuzu gösterirken, kendinizi birden yerde (ya da daha doğrusu yerin dibinde) bulmak istemezsiniz. O zaman az sonra söyleyeceklerimizi kesinlikle aklınızdan çıkarmayın; emin olun hayatınızı koruyacak bu kurallar sizin “motosikletçi” çizginizi etkilemeyecektir.

 

1 EHLİYET

 

Evet, biliyoruz sizin zaten bir ehliyetiniz var. Araba kullanıyorsunuz ve bu motosiklet kullanmaktan çok daha zor öyle değil mi? Hayır, öyle değil. Motosiklet kullanmak, bundan tamamen farklı; farklı bir kontrol duygusu, farklı kasların çalışması ve en önemlisi de farklı bir kültür söz konusu. Bir motosiklet ehliyetine sahip olmak, öncelikle sizin ve yoldaki herkesin güvenliği açısından oldukça önemli. Bulunduğunuz ülkenin yol ve sürüş kurallarını bilmek ve motosiklet ehliyetine başvurmak yapmanız gereken ilk şey.

 

7 Altın Kural 1. İçerik Fotoğrafı

 

2 KASKSIZ OLMAZ!

 

Boynunuzun üzerinde duran bu akıl küpüne değer veriyorsanız kask takmanız kaçınılmaz olacak. Motosiklet kaskları daha doğrusu kask kullanımı ile ilgili kurallar ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor. Bazı ülkelerde -ya da eyaletlerde dersek daha doğru olur- kurallar her sürücünün bir kask takması şeklindeyken bazılarında belirli bir yaş ve güvenlik sınırı var. Türkiye’de bu durum 2011 yılına kadar 100 cc üzerindeki ve 50 km hız limiti üstündeki yollarda giden 100 cc altındaki motosikletler için “kask takma zorunluluğu” şeklindeydi. Yapılan bir değişiklikle bu uygulamaya 100 cc altında ve şehir içinde giden motosikletler de eklendi. Yani artık bütün motosiklet sürücü ve yolcuları hız sınırı ve motor gücüne bakılmaksızın kask takmak zorunda. Aksi takdirde para cezası ödemeniz kaçınılmaz. Görüş açınızı daraltmayan, ses yalıtımı ve konforu yüksek, çene altından bağlanan ve kafanıza iyi oturan bir kask seçmek işin en önemli kısmı. Ayrıca kaskı alıp ömürlük kullanabileceğinizi de sanmayın. Hiçbir hasar görmediği takdirde, bir kaskı en fazla 5 yıl kullanabilirsiniz; kask düştüğünde ise bütün koruyucu özelliğini kaybedeceğinden artık yeni bir kask almanın vakti gelmiş demektir. Genelde motosikletin tarzı ile kaskın uyumlu olması gerektiği söylenir, bu doğrudur ama biz tüm sürücülerin hangi motosiklete binerse binsin full face (tam kapalı) kask kullanmasını tavsiye ediyoruz. Satın alırken kaskların ECE (Avrupa), DOT/SNELL (Amerika) sertifikalı olması dikkat edilecek ilk husus. “Ben pimpirikli bir adamım bunlar bana yetmez” diyorsanız da www. sharp.direct.gov. uk adresine girerek satın aldığınız kaskın İngiliz Hükümetine bağlı kuruluşun kask sağlamlık ve güvenlik testi sonuçlarını kontrol edebilirsiniz. Maalesef kask kullanımı ile ilgili bir standart ülkemizde mevcut değil; yapılan açıklamalar tavsiyelerden öteye geçmiyor ve çoğu sürücü yalnızca bir kuralı yerine getirmiş olmak için oldukça düşük kalitede kask kullanıyor. Ne diyelim, kafanıza dikkat edin!

 

7 Altın Kural 2. İçerik Fotoğrafı

 

3 GÜNEŞ GÖZLÜKLERİ!

 

Motosiklet kullanırken sizi en çok rahatsız eden şeylerden biri de şüphesiz kaskınızın içinden süzülüp gelen güneş ışınları. Görüşünüzü kısıtlayan ve kimi zaman tamamen ortadan kaldıran bu sıcak engel, güneş gözlüğü takmayı neredeyse zorunlu hale getiriyor. Sadece bu da değil, bir an için otoyolda bir tırın arkasında 60 km hızla gittiğinizi ve aniden gözünüze bir cismin kaçtığını düşünün. Bu pek çok şey olabilir; ufak bir taş parçası, toz, toprak, kum ya da sinek… İşte bu noktada görüşünüzü ve kontrolünüzü kaybetmeniz mümkün. Gerçi kask vizörleri bir nevi bu güneş gözlüğü işlevini yerini getiriyor; tabi kapalı tutuyorsanız. Rüzgârdan ve yoldaki cisimlerden gözünüzü koruyan vizörlerin yeterli olup olmadığı sizin tercihinize kalıyor; biz yine de bir gözlük edinmenizden yanayız, özellikle açık ve çene açılır kasklarla kullanmak için. Bir de rüzgâr siperliği var; peki bu yukarıda bahsettiğimiz sorunları çözer mi? Bize göre, hayır. Çünkü siperlik, her ne kadar sürüş esnasında camın yüksekliğine göre sizi rüzgârdan bir nebze korusa da havadan ve her yönden gelecek olan cisimlere karşı bir koruma sağlamayacaktır. En iyisi bir gözlük alın, hem böylece motosikletten indiğinizde daha havalı gözükürsünüz.

 

 

7 Altın Kural 3. İçerik Fotoğrafı 

4 DOĞRU YOLCU, GÜVENLİ SÜRÜŞ!

 

Evet, arkanızda neyi ya da kimi taşıdığınız gerçekten önemli. Sonuçta kimin kolları arasında olduğunuz sürüşünüzü oldukça etkileyecektir. Pek çok kez motosiklete 3–4 kişi binen, depoya –çok da yer kaplamadığını düşündüğü- çocuğunu oturtarak motosiklet üzerindeki tüm boş alanları değerlendiren sürücülerin görüntülerine rastlamışsınızdır. Çoğunlukla ilk tepkimiz gülmekle, endişelenmek arasında bir yerlerde takılıp kalır ve yanından öylece geçtiğimiz bu ana maalesef müdahale edemeyiz. O zaman öncelikle şunu hatırlatalım, motosiklet en fazla iki kişilik bir araçtır; biliyorum çok anlamlı olmadı ama ülkemizde daha fazlası mümkün değil -hatta bazı işgüzar memurların istihap haddi hanesinde yazan 1 rakamını yanlış yorumlayıp artçı nedeniyle ceza yazmaya kalkıştığı anılarımız mevcut-. Bir de yaş sınırı meselesi var, birçok yerde bu sınır değişiyor; Finlandiya, Danimarka, Fransa, Yunanistan, Almanya, İrlanda, İtalya, Norveç, İsviçre gibi ülkelerde yaş sınırı yok. Yerine getirilmesi gereken tek şart, arkaya oturacak kişinin ayaklarının, ayaklıklara yetişmesi ve kask, mont, eldiven gibi gerekli koruma ekipmanlarının giyilmesi. Bazı ülkelerde ise yine koruma ekipmanları eksiksiz olmak şartıyla bu yaş sınırı 7–12 arasında değişebiliyor. Ayrıca çocuklar için özel bir koltuk, ya da kemer takılması da söz konusu. Türkiye’de ise tavsiye edilen 12 yaşından küçük çocukların artçı olarak motosiklete binmemesi şeklinde. Sonuçta çocuklar herhangi bir tehlike anında manevra kabiliyetinden daha uzak olduklarından yaş sınırlamalarının önemli olduğunu düşünüyoruz. Bir diğer konu arkanızda taşıdığınız kişinin ebatları; sürüşünüzü ve dengenizi etkileyecek artçılar iyi tercihler değildir. Ayrıca arkanızda seyahat eden kişinin, tehlike anında nasıl hareket edeceğini bilmesi de oldukça önemlidir.

 

 

5 KULAKLIKLARA DİKKAT!

 

Biliyoruz ki çoğumuz uzun bir yolu sadece kendi iç sesimizi dinleyerek gitmek istemeyiz. İşte kulaklıklarımız burada devreye girer, motorcu ruhunuzla yüksek sesli müzik birleşti mi değmeyin keyfinize, artık yol hiç bitmese de olur. Ama dikkat; motosiklet kullanmak her zamankinden çok daha fazla konsantrasyon ve dikkat gerektirir. Bu bakımdan yol boyunca etrafınızdaki sesleri tam anlamıyla duyabilmeli ve olası bir aksiliği bu sayede tanımlayabilmelisiniz. Bunun için ne yapmalısınız? Belki de tek bir kulaklık kullanıp hem müziğe hem de etrafınızdaki seslere hakim olabilirsiniz.

 

 

6 SİGORTANIZI YANINIZDA TAŞIYIN!

 

Her şeyi harfi harfine uygulasanız bile her zaman kötü sürprizlere açık olmalısınız. Evet, bu bir gerçek; düşebilirsiniz, kaza geçirebilirsiniz. Sonuçta motosiklet kullanmanın her zaman daha riskli olduğu kabul edilir. Sigorta şirketleri de böyle düşünüyor olacak ki, ferdi kaza sigortalarında motosiklet kazaları kapsam dışı bırakılmış. Buna rağmen poliçenize motosiklet kullandığınızı ibraz ettiğinizde çok daha yüksek bir bedel ödeyerek kendinizi sigortalatabilirsiniz. Diğer taraftan motosiklet sigortası ise ülkemizde yaygın; kaza ve özellikle çalınma olasılığına karşı kesinlikle gözden kaçırılmaması gereken bir durum. Tabi aşırı yüksek fiyatlara dikkat etmek gerek. Kaza geçirme riskine karşılık, evraklarınızı da –kaza tutanağı- yanınızda taşımanız size kolaylık sağlayacaktır.

 

7 Altın Kural 4. İçerik Fotoğrafı

 

7 İÇKİYİ VE MOTOSİKLETİ KARIŞTIRMAYIN!

 

Genellikle etrafımızda hep şu kareye rastlarız: Bir Harleyci motosikletinden iner, barda birasını içer ve günbatımına doğru yol alır… Evet, filmlerde hep böyledir. Ama biliyoruz ki motosikletçilerin hepsi bu klişeye uymaz. Birkaç kadeh içki hepimize çekici gelebilir ama motosiklet kullanacaksanız bu kesinlikle kötü bir fikir ve bunu biran önce zihninizden uzaklaştırmalısınız. İçki karar verme yeteneğinizi ve manevra kabiliyetinizi yavaşlatır, bu durum sürüş esnasında sizin doğru ve ani kararlar vermenizi engeller. Tehlike anında tepkileriniz gecikir ve sonuç hem motosikletiniz hem de sizin için iyi olmayabilir.

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Virajlarda Dirsek Değdirenler…

R1 Neden Amerikan Arabası gibi ses çıkartıyor?

REKLAM