in

Sosyal Sorumluluk Yazısı

Gazetecilik yaptığım yıllarda iki yılı aşkın süre Taksim bölgesinden sorumlu polis muhabiriydim. Taksim İlk Yardım’da günler ve gecelerim geçti. Ortamı bilirim.

Geçen ay kaza geçiren bir arkadaşımın müdahaleleri sırasında yanında olmak adına yıllar sonra Bakırköy Devlet Hastanesi acilinde kaldım birkaç saat. Acil servisin müşteri profili değişmiş arkadaşlar. Önce bir kurye arkadaş geldi. Otobanda önüne atlayan Suriyeli çocuğa çarpmamak için arkayı kaydırınca refüjle motor arasına ayağı sıkışmış. Yani düşmemiş ve sürüklenmemiş bile. Elbisesi tam takım. Ama botlar korumalı değil maalesef. Ayağındaki bot kağıt mendil gibi yırtılmış. Ayağının altı boydan boya parçalanmış ve baş parmağı altından kemikler dışarıya çıkmış.

 

Arkadaşım okumaya devam eder misin lütfen. Ortopediye götürüyorlar o ise yumruğunu ısırmasına rağmen acısı nedeniyle kendini tutamayıp bağırıyor.

 

Sigaraya başlamamaya çalışıyorum ama daraldım. Kapıya çıktım ki sigarayı birinden bulup yakamadan güzel Revit montu, eldiveni, otu, botu herşeyi tamam bir arkadaş daha indirdiler. Bunun sebebini öğrenemedim ama düşmüş ve sürüklenmiş. Sadece pantolon korumalı değil. Korumalı olmadığı için sağ dizinden kalçasına kadar pantolon parçalanmış ve derisi yüzülmüş, eti meydana çıkmış. Başka yerde çizik yok.

 

Lütfen okumaya devam et!

 

Uzatmayayım; birkaç saat içerisinde bu ölçekte beş motor kazası geldi. Birinin kaskını çıkaramadıkları için sedyeye kaskıyla sabitlemişler. Herhalde acilde keserek çıkartacaklar kaskı, nasıl olacaksa. Sonra sedyesini toparlayan bir paramedikle konuştum. Günde İstanbul’da irili ufaklı 100’ün üzerinde motosiklet kazası olduğunu söyledi. Yazıyla yüz yani. Kaçı hafif, kaçı ağır, kaçı….

 

Medya, olayın vahametinden çok onun ilginçliğiyle ilgilidir. Yani salak bir şekilde birinin tamponuna takılıp düşüp sonra iki gün sonra hastanede ölenler haber bile olmaz. O yüzden sanma ki tüm kazalar sadece senin gazetelerde ve sosyal medyada okuduğunla sınırlı. Yüzden fazla diyorum sana yüzden fazla.

 

Bak arkadaş. Bu motosiklete binme işi çok keyifli ya. İşte o kadar da tehlikeli bir iş yaptığının farkında ol.

 

Asla gereksiz risk alma.

 

Bıktın biliyorum ama bu merede korumasız binilmez. O üretilen korumalar sadece uzun yol için değildir. Asıl şehir içinde tam korumalı binmen gerek, gözünü seveyim üşenme.

 

Kazalar uzayda bir başka gezegende olmuyor. Unutma; düşmemiş motorcu yoktur, düşmeye aday motorcu vardır. Ayrıca kıyafeti tam takım giymen seni sadece biraz daha korur. Asıl önemlisi senin trafiği okuyarak muhtemel risklerini en aza indirme deneyimindir. Yoksa bu eksik teker bir kere hareket etti mi gidiyor zaten biliyorsun.

 

Lafı dolandırmanın alemi yok.

 

Kışın da binenlerin hakkını yemeden söyleyeyim ki yaz geldi ve hepimiz bu sevdanın üzerinde yollardayız. Dikkat et kendine, hayat zaten çok kısa ve günlük hayat zaten bir sürü sevimsiz şeyle dolu. Bunu daha da kısaltmanın ya da daha da sevimsiz hale getirmenin alemi yok.

 

Biliyorum çok keyifsiz bir yazı oldu ama neredeyse tüm dostları motosiklete binen birisi olarak 11 ay sadece bu yazıyı yazmak için bekliyorum her yıl. Bu farkındalık tokadını her sezon başında yememiz lazım ki yeni baharların ipini keyifle çekelim. Allah hepimizi korusun.

 

Amin.

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Reklam Ve Motosiklet

Ducati 899 Panigale – MV Agusta F3 800

REKLAM