in

Zaman Hırsızı Dangalaklar Hakkında

Geçtiğimiz günlerde gazetelerde ülkemiz yollarındaki sürücü davranışlarına göre kimlik analizi yapılan bir çalışma yayınlandı.

Agresif, depresif, psikopat gibi bir çok tanımın olduğu araştırmada sürüş esnasındaki davranışlarınızla kendinizi kategorize ederek sonuca ulaşabileceğiniz bir format sunulmuştu. Saçma bir araştırma olduğunu söylemeliyim. Bilimsel araştırmadan uzak, yıldız falı mantığıyla hoş ve boş bir masa çalışmasıydı.

 

Psikolojik açılımların detaylarını bilmeyen genel toplum yapımızdan hareketle bilindik tabirle hareket etmek gerekirse benim hergün yollarda yoğunlukla karşılaştığım en aykırı sürücü tipini argo tabiriyle “Dangalak”lar oluşturuyor. Sözlük anlamı itibariyle “Akılsız, düşüncesiz kimse” olarak açıklanabilecek bu tip sürücüden yollarda hergün onbinlerce örnek görebilmek mümkün.

 

Tarih biraz geçmiş olsa da 31 Ekim günü 34TP5879 plakalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait otobüs şoförünün 08,30’daki araç kullanma şeklini örnek olarak sunabilmek mümkün. Sürücüsünün yukarıdaki tanımın sözlük anlamına tam olarak uyduğunu söylemek gerekir. Koskoca otobüsü birkaç yüz metre içerisinde defalarca şerit değiştirerek bulduğu her boşluğa olabilecek en hızlı şekilde sokmasını başka hangi tanımla açıklayabiliriz ki? Plakasını görebilmek için motosikletle bile yetişemediğim bu sürücüye sormak istiyorum “Abi nereye?”

 

Gelişmiş gps ve bunlarla çalışan haritalar gösteriyor ki şehir içi trafiğinde bu gibi gereksiz hamleler, aldığınız ve çevrenize yaşattığınız riskin karşılığında buna değecek kadar bir vakit kazandırmıyor. Gerçek anlamda sadece birkaç dakika kar etmek için bu sürüş karşılığında yarattığınız tehlike, korku ve yaşayıp yaşattığınız strese değer mi? Sıkışık trafik nedeniyle otomobillerde sıkıcı anlar yaşadığımızı kabul ediyorum. Ama bu tip sürüş modeliyle uzun süre boyunca kaza yapmadan veya yaptırmadan yol alabilmek mümkün mü? Peki bu matematikten hareketle bu şekildeki sürüş şekli, sonucu itibariyle sadece akılsızlık ve düşüncesizlik değil midir?

 

Gelişmiş medeniyetlerdeki insanlar her şeyi keşfetti de trafikte aykırı sürüşle kazanılan birkaç dakikanın önemini mi kavrayamadı? Bu nedenle mi kurallara harfiyen uymaya çalışıyorlar? Evrenin tek akıllısı biz miyiz? Emniyet şeridinden gidip yola kaynak olan arkadaşın kazandığı onbeş saniyenin her sürücüden çalınmış birer saniye olduğu gerçeğini anlamak için filozof mu olmak gerek? Zaman dilimi olarak muhteşem bir kazanç olmayan bu birer saniyelerin kurallara uyan sürücülerden çalındığı gerçeğini kabul etmeli miyiz? Günümüzdeki en değerli olgu zamansa eğer, öne geçerek onbeş saniye kazanan dangalağın hepimizden birer saniyeyi çaldığını var saymak çok mu abartı olur? Bunun adı hırsızlık değil de nedir?

 

Trafikte kimsenin zamanını çalmadan daha çabuk giden aracın adına bu evrende motosiklet deniyor. İki tekerlekli bu aracın amacı sizi daha hızlı değil daha çabuk ulaştırmasıdır. Yani herkesin normal sürat yapamadığı bir yolda sizin sıkışmadan yol alabileceğiniz bir araçtır motosiklet. Kimsenin birer saniyesini çalmadan birkaç dakika kazanabilmenin yoludur. Onu daha hızlı sürmek için değil, herkesin normal hızda gidemediği yollarda daha efektif yol alabilmek için kullanın. Haa büyükşehir trafiğinde bu dangalaklar nedeniyle motosiklete binerek aldığınız riske değer mi bunu da kendinize sormadan seleye oturmayın.

 

Akılsızlık ve düşüncesizlik etmeyin, dangalaklara da dikkat edin.

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Yeni Başlayanlar İçin Kontrollü Durma

Beverly 350 Sport Touring İnceleme

REKLAM