in

Bir Kardeşimizi Kaybettik!..

Aslında hayvan dostu olduğu kadar inanılmaz bir motosiklet tutkunu idi Kenan. Aldığı ve kullandığı motosikletlerin limitlerini zorlar, herkesle her koşulda kapışmayı isterdi. Kapışırdı da…

Satın aldığı arsasının üzerine nasıl üç katlı bir ev yaptığını bulvarda oturduğumuz bir kafede ayrıntıları ile anlatmıştı. O ara benim de böyle bir girişimim olduğunu anlatmıştım. Dozerlerin arsayı düzeltmesinden başlayıp, üst katlara kadar işlerin nasıl yürüdüğünü, nelere dikkat etmem gerektiğini dakikalarca anlatmıştı.

 

Özellikle alt kattaki bölümü tanıtması çok hoşuma gitmişti. Çünkü orada kendi motorları için küçük bir atelye yaratmıştı. Her türlü bakım için kendisinin geliştirdiği bir sistemi kullanıyordu. Temizlik, zincir bakımı, yağ değişimi, sinyallerin kontrolü, doğru far ayarları, civataların sıkılması, lastiklerin hava ayarlarının gözden geçirilmesi, daha bir sürü konuda bana küçük ip uçları veriyordu.

 

Ne yazık ki onu, inanılmaz biçimde kaybettik. Duyduklarıma göre yazıyorum, iki köpeğin sokakta kapışmasını ayırmak isterken müdahil olmuş, o sırada kalp krizi geçirmiş, hastaneye götürülmüş ve her türlü müdahaleye rağmen onu kaybetmişiz.

 

Ne yazık ki, cenazesine katılamadım. Yurt dışında olmam benim onun için son görevimi yapmama engel oldu. Nur içinde yatsın. İlk fırsatta mezarını ziyarete gideceğim. Allah, kalanlarına sabır versin.

 

Kenan bey en son olarak bir Ducati motor almıştı. Satın aldığında onun mutluluğunu anlatamam. Aynı motora sahip olan ben, o kadar heyecan duymamıştım. Bir makina için bir şeyler söylemesini istediğinizde Kenan bey kadar detaylı bir bilgiyi kimseden alamazsınız.

 

Hatta o motoru satanlar bile bu kadar ayrıntıya sahip değildirler.

 

Motosiklet ailesinde kaybettiğimiz dost sayısı giderek artıyor. Arkadaşlarımın çoğu benim motosiklet binmeme karşı geliyorlar. “Hocam seni kaybetmek istemiyoruz” diyorlar. Ama ben ve diğer motor kullanıcılar motora binmezsek motor ailesi kendini nasıl gösterecek? Motosiklet, bizim ülkemizde trafik sorunlarını çözüm için en kolay bir yöntemdir.

 

Motosiklet derken, tabi ki, ona yüklenen vergi yüklerini göz ardı edemeyiz. 250 cc üstü hacimli motorlarda % 37 ÖTV ve onun üstüne % 18 KDV kabul edilir bir şey değildir. Bu konuda ben dahil onlarca motosiklet yazarı defalarca konuyu dile getiriyorlar. Ama bugüne kadar bir sonuç alınamadı. Motosikleti üretip satan şirketler, bu vergiler kadar gelir elde edemiyorlar. Bu adaletsiz vergi sisteminden vazgeçilmelidir.

 

Motosikletler trafiği rahatlatan araçlardır. Trafiğe giren her motor dört otomobilin daha hızlı ve güvenli gitmesini sağlamaktadır. Motosiklette otopark sorunu otomobiller gibi değildir. Hem trafikte hem de otoparklarda daha az yer işgal etmektedir. Bu farklılığın dikkatle değerlendirilmesi gereklidir.

 

Son olarak, nihayet köprü geçişlerinde motosikletler % 50 daha ucuz geçme hakkını elde ettiler. Bu konuda karar verici ve uygulayıcılara buradan teşekkür etmek istiyorum. Bu karar Türk motosiklet tarihinde önemli bir kilometre taşı olarak hatırlanacaktır.

 

Sıra otoyollardaki hız limitleri ve geçiş ücretlerine gelmiştir. Motosiklet hızlı bir araçtır. Trafiği kitlemez, zorlamaz ve hep akıcı bir özellik taşır. En azından bu özelliklerinden dolayı otoyollardaki geçiş ücretleri de diğer araçlara oranla % 50 daha ucuz olması sağlanmalıdır. Hız limitlerine gelindiğinde, şu an için çok komik olan hızların değerleri değiştirilmelidir.

 

Biz demiyoruz, motosikletler hızlı gidiyor diye ama her motor en azından ilk hızlanmada (kırmızı ışıktan sonra hareketlenmelerde) otomobillere göre daha avantajlıdır. Bu yüzden kırmızı ışıkta duran araçların biraz geride durup aralardan gelecek motorlara yer açmalarını öneriyoruz. Çünkü, yeşil lamba yandıktan sonra motorlar, dört tekerlilere göre daha çabuk hareket edecektir.

 

Kenan kardeşimle başladık motosiklet sorunları ile devam ettik. Bir hatı rlatmada bulunmak istiyorum; Aydın Erkan kardeşim, bir yarış esnasında geçirdiği kazadan bu yana hala bitkisel hayatta yaşamaktadır. Ailesi çok büyük bir özveri ile onunla ilgilenmektedir. Arada bizlerin de onu ziyaret etmesini istiyorum.

 

Bugün biraz uzattım. Sabırlarınıza sığınıyorum. Motor kullananlara sesleniyorum: Lütfen kaskımızı takalım, korumalarımızla yola çıkalım, gece ve yağmurlu günlerde asla motora binmeyelim. Hız yapmak isteyenler varsa, gelsinler, onlara lisans verelim, pistlerde yarışsınlar.

 

Motorla kalın ama hem ayakta hem de hayatta olun! Motorculuk budur!

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Sağ Yoksa Sol Şerit Mi?

Bu Ayvalık Gezisi Aslında Hiç Var Olmayacaktı

REKLAM