Menu
in

BMW C Evolution

 

Berlin’deki BMW Motorrad Spandau fabrikasında iki sene önce prototip halinde Londra Olimpiyatlarında sürdüğüm elektrikli maxi-scooter C Evolution’ın üretimi artık başladı

Alman üreticinin ilk dört tekerlekli elektrikli modeli olan i3’ün tanıtımının ardından beş yıllık geliştirme sürecinin sonunda BMW C Evolution’ın seri üretimine günde 10 adet olacak ve bu denli yüksek voltajla çalışan bir aracı birleştirecek bilgi ve beceriye sahip işçiler tarafından üretilecek şekilde Berlin’de 800 metrekarelik özel bir alanda başlandı. Almanya’daki fiyatı ise %19’luk yerel vergi dahil 15,000€ (kıyaslamak gerekirse, BMW’nin kendi içten yanmalı C650 GT’si vergi dahil 11,550€). İlk olarak yalnızca Avrupa’da satılacak olsa da BMW Motorrad’ın şehir ulaşımı sorumlusu Kaspar Danzer bir sonraki durağın Birleşik Devletler olacağını ve onu Avustralya ve Çin de dahil olmak üzere diğer Asya ülkelerinin takip edeceğini belirtiyor. “100 km’lik bir menzil ve hızlı şarj ile gerçekten etkili ve sıfır emisyonlu bir ulaşım sağlıyor, ayrıca Avrupa Birliği’nde normal bir A1 otomobil ehliyeti ile sürülebiliyor. İlk başta ödenecek fiyatı biraz fazla olsa da kullanım süresince fren balatalarını ve belki arka lastiği değiştirmenin haricinde herhangi bir servis masrafı gerektirmiyor.” diyor Danzer.

 

Seri üretim C Evolution’ı sürme şansını bir başka olimpik şehir olan Barselona’da elde ettim. Her ne kadar çoğu kişi için Paris veya Roma gibi gözükse de Avrupa’nın iki-tekerlek başkenti olarak Barselona bu küresel basın tanıtımı için oldukça doğru bir seçim. Burası Avrupa Birliği ülkeleri içinde her gün, her yaştan ve her sosyal seviyeden en çok insanın sokaklarında scooter ve motosiklet kullandığı şehir. 1.2 milyon kişilik bu şehirde kayıtlı olan 300.000 adet iki tekerlekli taşıt bulunuyor. Barselona kesinlikle elektirikli ulaşım fikrini kucaklamış durumda. Şehir yönetimi 200 adet ücretsiz şarj istasyonunu 120’si park alanlarında olmak üzere şehre serpmiş ve 2015 yılına kadar 50 tane daha istasyonun hazır olması planlanıyor. “Barselona gelecekte yer alacak olan sıfır emisyonlu araçların rolünün tanıtım örneği.” diyor Danzer ve ekliyor. “Dünya popülasyonunun %50’si şu anda şehirlerde yaşıyor ve gelecek 25 yılda bu oranın % 70’e çıkacağını bekliyoruz. Bu konuda elektrikli araçlar insanların sürdürülebilir bir şekilde ve çevreyi temiz tutarak ulaşımı konusunda çok önemli bir rol üstlenecekler.”

 

 

BMW’nin ilk seri üretim sıfır emisyonlu C Evolution modelinde tek kollu alüminyum döküm salıncalıncağın içine yerleştirilmiş 150V sıvı-soğutmalı fırçasız trifaze AC daimi mıknatıslı senkronize motor bulunuyor. Aslında içten yanmalı geleneksel bir motosiklette motorun stres altındaki asıl eleman olmasını gibi, C Evolution’ın da yapısal ana parçasını bu alüminyum salıncağa yerleştirlen motor oluşturuyor. Ayarlama özelliği olmayan 120 mm’lik sönümlemeye sahip WP ön çatal ve çelik borulardan üretilmiş sele şasisi bu platforma bağlılar. C EVO’nun senkronize motoru arka tekerleğe gücü gezegensel vites kutusu ve son olarak kayışla aktarıyor ve tıpkı Tayvan malı Kymco motora sahip C600/650 ikilisinde olduğu gibi BMW bu parçayı da Almanya’da bulunan bir başka üreticiden sağlıyor.

 

C Evolution’ın enerjisi, BMW’nin otomobil bölümünün Ar-Ge’siyle olan sinerji sonucu geliştirilen, yeterli saklama kapasitesi sunan 8kWh yüksek enerjili hava-soğutmalı lithiumion bataryalardan elde ediliyor. Mart 2012’de BMW en çok satan hybrid model olan Prius’un üreticisi olan Toyota ile lithium-ion bataryaların geliştirilmesi ile ilgili işbirliği konusunda anlaşma imzaladı. Şimdi ise yeni e-scooter’ı, Japon firma ile birlikte geliştirilen ve i3’te uzun süredir kullanılmakta olan bu bataryalardan kullanıyor, tek farkı i3’te sekiz batarya varken C Evolution’da üç tane olması. BMW’nin elektrikli otomobillerinde bataryaların soğutulması için başka bir aygıt kullanılırken C EVO’nun bataryaları aerodinamik olarak yerleştirilen hava kanallarında aracın döküm alüminyum gövdesine esen taze havayla soğutuluyor. BMW en çok batarya ve motor ömrü üzerinde çalışıyor. C Evolution’ın fiyat etiketi üzerinde yazan rakama beş yıllık batarya garantisi dahilken aynı zamanda BMW bu modüllerin performansta herhangi bir düşüş yaşanmadan 50,000 km ömürleri olduğunu bildiriyor. BMW 8kWh’lik bataryalarının normal kullanımda (bileği sonuna kadar büküp sürekli tam gaz gidilmediği takdirde) 100km menzil sunduğunu söylüyor. Bu C-EVO’yu şehir içi kullanımı için pratik yapıyor, üstelik bataryalarının boşken tam şarj olması için gereken süre 3 saat. 2 saat 15 dakikada da %80 şarj seviyesine ulaşıyor. Sürücünün sol diz hizasında yer alan sokete sağ diz hizasında bulunan bölmede bulunan kablonun uygun ucunun takılması ve diğer ucun da ev tipi herhangi bir prize takılması ile şarj işlemi başlamış oluyor. Bunun yanında menzil, gaz kolunun kapatıldığında oluşan motor freni ile üretilen enerjinin bataryaları yeniden şarj etmesi veya 270 mm’likdiskleri ısıran çift piston kaliperli Nissin disk frenlerdeki kinetik enerjinin elektrik enerjisine çevrilmesi ile %20 kadar arttırılabiliyor. 700 gram ağırlığındaki çift kanallı Bosch 9M ABS araçta stok olarak bulunuyor ve tüm fren hortumla çelik kaplı.

 

 

35kW/48bhp güce 4,650 devir/dk’de ulaşan C-EVO’nun maxi-scooter standartlarına göre oldukça yeterli gücü var. Son hız elektronik olarak 120 km/s ile sınırlandırılmış olsa da bu E-BMW’nin otobanda sürülmesi veya yavaş hızdaki trafikte yolcuyla bile sollama yapması için yeterli. Diğer elektirkli motorlarda da olduğu gibi 1 devir/dk’den itibaren bile 72 Nm’lik tork üretebiliyor olması ayrıca C Evolution’ın bir yolcuyla dik yolları kolayca tırmanabileceği anlamına geliyor diyor BMW. C Evolution’a binmek tıpkı normal bir scootera binmek gibi, orta tunel çok yüksek değil, yani bacak kolayda diğer tarafa atılabiliyor. Kontak anahtarını çevir, açıldığında otomatik olarak park frenini devreye sokan yan sehpayı kapat, gidonun solunda yer alan kırmızı başlatma düğmesine bas, gazı çevir – ve git.

 

C Evolution’ı ilk sürdüğümden yana geçen bu sürede BMW zaten iyi bir paketi biraz daha düzenlemeye odaklanmış ve sürücüye verimlilik ve performans arasında seçim yapma şansı tanıyan dört farklı sürüş modunu ve bunun yanı sıra okuması daha kolay ve daha kapsamlı bir gösterge paneli, ısıtmalı elcikler, geri vites, çekiş kontrol sistemi ve iyi tutan Pirelli Diablo Scooter lastiklerini eklemiş. İki yıl önce prototip modelle ilgili yazdığım test yazımda olmasını özellikle istediğim dört farklı sürüş moduna üretim versiyonunda yer verilmiş olduğunu görmekten de ayrıca oldukça hoşnutum! Hepsinin farklı kullanımları olsa da çoğunlukla kendinizi maksimum hızlanma ve gaz kapatıldığında %50, fren yapıldığında ise tam oranda enerji gerikazanımı sağlayan Road modunda bulacaksınız. Eco Pro modunda ise hızlanma ve enerji tüketimi sınırlandırılırken maksimum oranda enerji geri kazanımı elde ediliyor. Öte yanda oldukça doğru isimlendirilen Sail modu ile gaz kapatıldığında iki zamanlı bir motor sürüyormuş gibi süzülmeye devam ediyorsunuz. Bu özellik tıpkı bizim Barselona’nın arkasında yer alan tepelerde ve Tibidabo lunaparkına giden eski tırmanma yarışı parkuru gibi virajlı dağ yollarında motor frenine ihtiyacınız olmadığında ve virajdan viraja süzülmek istediğinizde işe yarıyor. Son olarak en agresif mod olan Dynamic’te ise en fazla güç tüketimi ve maksimum hızlanmaya ulaşılıyor. Yani bütün modların kendi kullanım alanları var ve birbirlerinden oldukça farklılar.

 

 

İki yıl önceki prototipte bulamayınca oldukça şaşırdığım özellik ise çekiş kontrol sisteminin 1 devir’dk’den itibaren maksimum tork üreten bir makinede olmamasıydı. Bu eksiklik üretim versiyonunda BMW’nin yanmalı motorlarında kullandığı Automatic Stability Control özelliğine benzeyen TCA/Torque Control Assist programı ile giderilmiş. Aracın ECU’su arka tekerleğin hızını ölçüyor ve TCA herhangi bir eşiğe dayanma durumunda motorun torkunu limitliyor. TCA aynı zamanda enerji geri kazanımı için motor freninin kullanılması esnasında arka tekerleği kitlemesi durumunu da kontrol altına alıyor, özellikle yolun ıslak olduğu zamanlarda. İki yıl önce başka bir şikayetim ise arka süspansiyonun pek de uysal olmayışıydı. Arka salıncağa bağlı 115 mm sönümlemeye sahip WP amortisör pek de iyi bir sürüş kalitesi sunmuyordu. Evet, bu sorun da giderilmiş, hem sürüş kalitesi hem de konforu bakımından. C-EVO artık yoldaki tümsekleri yutuyor. 265 kg ve artı olarak sürücü/ yolcu ağırlığına sahip bir aracın hızlanma ve frenleme esnasındaki yük aktarımını konforlu bir sürüş sunarken dengelemek biraz zor olmalı ancak -aslında bu elektrikli scooter 16 litrelik deposu tam dolu bir C650GT’den sadece 4 kg daha ağır olsa bile BMW’nin mühendisleri işin üstesinden gelmişler.

 

 


 

 

C Evolution yolcuya sunduğu bolca yer ve sürücüye sunduğu ayak dayama pozisyonlarıyla oldukça geniş ve doyurucu hissettiriyor. Sele konforlu ve altında bir fullface kask alacak ve biraz da ıvır zıvır koyulacak yer bulunuyor. 1594 mm’lik tekerlekler arası mesafeye göre C-EVO oldukça dengeli yavaş hızlarda da yön değiştirmesi kolay. Yeni tam renkli gösterge paneli okunaklı ve anlaşılabilir bilgilerle dolu. Sürüş hızının dışında iki tripmetre, ortam sıcaklığı, menzil (hem yüzde hem de kilometre olarak), toplam güç tüketimi, batarya şarj durumu, ortalama hız, geri kazanılan enerji ve seçilen moda göre geriye kalan menzil gibi bilgiler bu panelden okunabiliniyor. Eğer BMW’nin artık sunduğu geri vitesi kullanmak istiyorsanız sol baş parmağınızla gidonun solundaki düğmeye basıyor ve orada tutuyorsunuz. Böylece motor tersine çalışmaya başlıyor ve tam bu esnada gösterge panelinde kocaman bir P çıkıyor- ki hiç de ihtiyacınız yok aslında!

 

BMW’nin Ar-Ge ekibi zaten hazırda oldukça zekice yapılmış bir prototipi üretime geçirme konusunda yaptıkları düzenlemelerle pratik, çevre dostu ve sürülmesi keyifli bir araç yaratarak bir yığın tebriği hakediyor. C Evolution kendisini lastik izlerinden takip edecek diğerleri için çıtayı oldukça yükseğe çıkartıyor. Diğer markaların da onu izleyeceği kesin ve şu an için en büyük rakibi, PES-1 elektrikli motosikletlerini 2016’da satışa çıkartacak olan Yamaha gibi gözküyor. Acaba en çok satan TMAX’in elektrikli bir versiyonu yakın zamanda BMW E-scooter ile kafa kafaya gidebilecek mi? Böyle bir fikir var -ve sakın aksini iddia etmeyin!

Cevap bırakın