in

Gezi Dönüşlerine Dikkat

 

Her motorcu yola çıkmayı sever, hele o uzun geziler yok mu, tadına doyum olmuyor. Uzun bir gezi rotasıyla yola çıkmak ve yaşanacak yol tecrübelerin ve maceraların ön sevincini hissetmek bile büyük bir coşkudur bizim için. Aynı zamanda yollarda bizi bekleyen tehlikelerin de farkındayızdır, sürüşün bir parçası olmuştur artık. Motor sürmek, yol yapmak ve o rüzgarı hissetmek nefes almaktır bizler için.

Aynı yolları tekrar gitmekten de bıkmayız, daha evvel gittiğimiz yerlere gocunmadan yine gideriz. Niye diye sorulmaz bile, sebebi ortadadır zaten, “Yeter ki yol olsun”. Birisi yola çıkacağını anlatınca “Aaaa, ne güzel. Ben de eşlik edebilir miyim? diye soran olur daima. “Nereye gidiyorsun?” genelde ikinci sorudur ve çok da önemli değildir aslında. Hele ki yaz günlerinde uzun günlerin tadını çıkartmak için bolca gezi organize edilir.

 

 

Az evvel akşam sürüşünden yeni döndüm, hava çok sıcaktı ve serinlemek için sürüşe çıktım desem yeridir. Dönüşüm geç oldu ve yarın erkenden işe gitmek de var, fakat gecenin tatlı yaz havası ve gökyüzündeki yıldız manzarasıyla insan rüzgarla buluşmaktan vazgeçemiyor. Akşam saatlerinde güneşin sıcaklığı azaldığında hafif esinti eşliğinde sürüş yapmanın tadı tam bir keyiftir.

 

 

Şu an bu yazıyı yazarken bile laptopu kapatıp, motor kıyafetlerimi giyip tekrar yola çıkasım geldi. Günler uzun ve yolculuk için çok uygun, motorcuların en çok tercih ettiği mevsimdir, hele uzun geziye çıkmak maceranın ta kendisidir, hatta yaşamın farkındalığına kavuşmaktır. Gezi süresince sayısız anılar birikir, bazen de sıkıcı şeyler başımıza gelir, ama çok da ciddi tehlikeler yoktur genelinde.

 

 

Gezi süresince hep enerjik ve heyecanlıyızdır, yola odaklanıp her konuda full konsantrasyona sahibizdir. Konaklamayı planladığımız yerlere sırasıyla ulaşırız, bazen zor geçitler ve dağlık tenha yollardan geçeriz. Geçtiğimiz yollarda bazen beklemediğimiz inşaat alanı vardır, hatta yolun devamı kapatılmıştır, rotanın dışında kalan yolları keşfederek sürüşümüze renk katmışızdır.

 

 

Bazen hava şartları iyice bozulur ve yeteneklerimizi sergilemek zorunda kalırız. Günün varış noktasına gecikmeli de olsa yorulmuş ve toz içinde varınca bizden mutlusu yoktur. Bazen yiyecek bulamayabiliriz ve aç kurtlar gibiyizdir, ama başarı duygusu ruhumuzu doyurduğu için her şeyle kolaylıkla baş edebiliyoruz. Her yeni gezi bizi etkiler ve bıraktığı izlerle farkında olmadan kişiliğimiz sürekli gelişir ve yenileniriz. Zor bir günün ardından uyunan uyku bir ödül gibidir. Kupa almış gibi mutlu mesut uyuruz. Gezideki her yeni gün ve her yeni hedefe varış ayrı ayrı ödüller olur bizlere.

 

 

Bol enerji harcadığımız gezinin son gününde artık evimize yaklaştığımızda “Az kaldı, eve varmak üzereyim, bütün zorluklar bitti” derken işte o anda bir gezinin en tehlike süreci başlar. “Neler neler atlattık, zaten artık bildiğim yollardayım, az kaldı vardım zaten“ dediğiniz an dikkatiniz hemen en düşük seviyeye iner ve en olmayacak kazalar meydana gelebilir.

 

 

İşte bu nedenle bir gezinin en kritik ve en tehlikeli anı eve varmak üzere olduğunuz anlardır. “Eve nasıl olsa geldim” gibi, “O kadar zorlukları atlattık, günlerdir yollardayım, eve ne kaldı ki şuracıkta”. Sakın öyle demeyin, gezi bitmedi, eve varıncaya kadar bitmedi. Motoru park ettiğiniz ana kadar dikkatinizi elden bırakmayın, çünkü öyle düşünürseniz tüm gardınız ve dikkatiniz düşer ve kaza yapma riskiniz o kadar yükselir. İstatistiklere bakarsak orada da görebiliyoruz, bir gezinin en çok kaza oranı eve varmak üzere olan dönüş sürecinde tespit edilmiştir.

 

 

“Eve nasıl olsa artık vardım” düşüncesi yüzünden son km’ler otomatik olarak küçümseniyor. En kısa mesafeyi bile asla küçümsememek gerekiyor, sadece köşeye kadar da olsa, dikkat daima ön planda olmalı.”

 

 

Her zaman gözümüzü dört açalım, Allah hepimizi kazadan beladan korusun. Herkese ağız tadıyla güzel sürüşler dilerim. ?

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Gerilla Savaşları

Güneş Çarpması

REKLAM