Menu
in ,

GL1000 NORDIQ

 

Goldwing…

Motosiklet dünyasında bir ikon… Şimdiye dek birçok ‘Wing’ gördük ancak ER Motorcycles’ın bu eseri Honda’nın kendisini bile kıskandırabilir.

1975 yılında yollara düştüğünden beri Honda’nın amiral gemisi olarak yolculuk motosikleti konseptinin sınırlarını çizen Goldwing, şüphesiz gelmiş geçmiş en efsanevi modellerden birisi… Piyasada hala asaletini koruyarak duran iki tekerlekli Airbus, şimdilerde 1800cc hacminde 6 silindirli boxer motor kullanıyor olsa da, serinin ilk modeli olan GL1000 yine yatay biçimde yerleştirilmiş 4 silindirli motordan güç alıyordu. Motosiklet ile kıtaları aşmak ve dünyayı gezmek konusunda ilham kaynağı olan GL, Slovenyalı ER Motorcycles üstatları tarafından öyle heyecan verici bir hale getirilmiş ki, insan tası tarağı toplayıp bir an önce bu motosikletle yola çıkmak istiyor.

 

Custom motosikletler genellikle sahibinin kişisel zevklerine göre tasarlanır ve estetik beklentiler kullanışlılığın önüne geçer. Ancak karşımızda duran GL1000, çok daha özgün ve güzel hale getirilmiş olmasına rağmen, var oluş amacı olan seyahat edebilme becerisinden de hiçbir şey kaybetmemiş. Motosikletin sahibi zevkine düşkün bir İtalyan, tahmin edilebileceği gibi ‘Dolce Vita’ peşinde. Bu aracı ER Motorcycles’a yalnızca eşsiz bir görünüm vermeleri için değil, aynı zamanda Verona’dan Norveç’in meşhur destinasyonu Nordkapp’a kadar yapacağı yolculukta kendisine eşlik edecek şekilde hazırlanması için teslim etmiş. Motosikletin doğumunda böyle bir amaç olunca elbette öncelikler pratiklik ve sağlamlık olmuş.

 

“Dizayn konusunda motosikletin o eski vintage havasını koruyarak, çok sağlam ve aynı zamanda konforlu bir motosiklet yaratmaya çalıştık.”

 

Gerçekten de bu Goldwing, yolda karşısına çıkan her şeye hazır bir görüntü sergiliyor. Oldukça erkeksi ve sağlam görünüşü, onunla maceraya atılmayı hayal eden kişiye güven vermeye yetiyor. Binlerce kilometreyi sorunsuz şekilde katetmek için üretilmiş yatay 4 silindirli Honda Goldwing motoru yeniden elden geçirilmiş. Yalnızca debriyaj ve kayışlar değiştirilmiş. Karbüratör ve hava kutusu bile hala orijinal durumda… Motosikletin egzoz sistemi ER tarafından elle yapılmış ve sargılı borular Super Trapp susturucularla sonlandırılmış. Bunun yanında aracın üzerinde bulunan ve bir gezi motosikletinde oldukça işlevsel olan radyatör ve motor koruması da yine Slovenyalı ekibin eseri… Üstelik koruma demirleri üzerine bir çift ek far konulması da ihmal edilmemiş. Ne de olsa Norveç’te kışın karanlık geceler uzun, öyle değil mi? Günümüzdeki Goldwing’lerin kokpiti, sahip olduğu düğmeler, elektronik cihazlar, kumandalar vs. ile bir Airbus’u aratmıyor doğrusu… Nordiq ise tüm bu kafa karıştırıcı düzenlerden arınmış, yolcusuyla yol arasındakileri minimuma indirerek çok daha doğal bir sürüş sunan basit yapıya sahip.

 

Renthal gidonu saran Biltwell Thruster elcikler, Motogadget kontrol düğmeleri ve Mootscope tekli klasik gösterge, aracın geneline hakim olan hem basit hem de işlevsel havanın korunmasına yardımcı oluyor. GL1000’in zaten başarılı olan şasisi ile neredeyse hiç oynanmamış, ancak aracın yük taşıma kapasitesini arttırmak için el yapımı taşıyıcılar monte edilmiş.

 

 


 

 

 

Kuyruğun yanlarında ve üzerinde olduğu gibi, deponun üzerinde ve yuvarlak ön farın üzerinde de bulunan ufak taşıyıcı, bu custom Goldwing’in eşya taşıma kabiliyetine ket vurmamış. Elbette bu konuda en çok ilgiyi ER’nin sıfırdan kendi ürettiği seyahat çantaları çekiyor. Rengi siyah olarak seçilen çantalar, motosikletin ruhunu yansıtan en önemli parçalardan biri olduğu gibi, aynı zamanda işlevsellik anlamında da büyük görev üstleniyor. “Bu çantaların motosikletin genel görüntüsünü nasıl da değiştirdiğini görmek hoşuma gidiyor. İstediğimiz görüntü ve fonksiyonelliği elde etmeyi başarmak için uzun çalışma saatlerini feda ettik, ancak sonucunda buna değdi.” diyor ekip lideri Blaz. Gerçekten de bu çantaların seri üretime geçirilse kapışılacağı kesin… Hey; Givi, Wolfman, Kappa! Lütfen, bunlardan üretin! Motosikletin arka süspansiyon sistemi Hagon amortisörlere emanet edilmiş. Nordiq’in maskülen halinden sorumlu başlıca öğelerden olan 16’’lik jantlarını ise Avon MKII lastikler sarıyor. Gerçekten de bu kombinasyon araca hem all-rounder, hem de retro havası katıyor. Modern Goldwing’lerin Las Vegas’ı andıran ışıklarının aksine, arkada tek bir Posh stop lambası kullanılmış. Ne kadar basit, o kadar iyi… Peki ya, harika rengine ne demeli? Deponun kaplandığı mat mavi, siyah ve beyaz sayesinde, soğukkanlı ve asil bir savaş gemisini andırıyor. Üstelik varış noktası olan soğuk ve sert Norveç için de, oldukça anlamlı. ER Motorcycles, motorun sağ kapağının üzerine Nordkapp’ın koordinatlarının yazılı olduğu bir plakayı yerleştirmeyi uygun görmüş. Yani ‘Nordiq’in alın yazısı motorunun üzerinde bulunuyor’ da diyebiliriz.

 

 

Blaz bu eserleriyle ilgili son olarak şunları söylüyor: “Bu proje üzerinde çalışmaktan çok zevk aldık, bizim için en harika şekilde biten işlerden biriydi. Umuyoruz ki, motosiklet sahibine eşsiz bir seyahat deneyimi yaşatır, un viaggio perfecto!” GL1000 Nordiq, custom bir motosikletin ne kadar kullanışlı ve aynı zamanda ne kadar güzel olabileceğinin bir örneği. GL1000 Nordiq’in Verona’dan Nordkapp’a olan yolculuğunun İtalyan sahibine yeteceğini hiç sanmıyorum. Daha büyük bir harita getirin!

Cevap bırakın