Menu
in

Kafayı mı yedin sen?

Ne kadar zamandır düşünüyordun, aklına geldikçe kıpır kıpır ediyordu için. Sonunda kesin kararını verdin ve motosiklet alacağını en yakınına söyledin. Ve büyük bir direnç ile karşı karşıya kaldın. Dediler ki sana:

-Kafayı mı yedin lan, bu trafikte motosiklet mi kullanılır, millet katil oğlum.- Aklını peynir ekmekle mi yedin oğlum, yolların halini görmüyor musun?- Aman be kızım, bir sen eksiktin. Kim sokuyor bunları senin aklına bilmem ki; valla baban duymasın!-Delirmiş olmalısın sen. Bu ülkede motosiklete binilir mi, hani Avrupa olsa neyse. – Ay deli misin nesin! Ben binmem öyle motora filan, bana güvenme. – Ben diyordum hep adam 40 yaş sendromuna yakandı diye, al işte! Neymiş motosiklet alacakmış.- Kafayı sıyırmışsın sen kardeşim!- Güzel arkadaşım, dışarıdan görüldüğü gibi değil bu işler. Gel vazgeç.- Aman aman duymamış olayım! Seni yolda bulmadım ben oğlum.- Kız halinle, bu ülkede trafiğe çıkacaksın, hem de motosikletle. Kafamın tepesini attırma otur oturduğun yerde.- Hayatım, bir tanem beni düşünmüyorsan çocuklarımızı düşün.- Ya ben, ya motosiklet? Seçimini yap!- Oğlucuğum, araban neyine yetmiyor.- Kes! Konu kapanmıştır.- Motosiklet alacakmış! Derdin beni çıldırtmak, anladım ben.- Dünyada olmaz! Hiç konuşmayalım… İstersen araba alayım sana. Tüm bu aklıselime davet etmelere, duygu sömürülerine, aba altından sopa göstermelere, açık seçik tehditlere ve son olarak baştan çıkarıcı rüşvetlere direnerek motosiklet almayı başarmışsan, kafadan saygıyı hak ettin demektir. Çevresel etkenler baskın gelip de motosiklet alamayanlar için ise naçizane bir ikna yolu: Sana engel olmaya çalışanlara, motosikletin daha az yakıt tükettiğini, doğaya daha az karbon saldığını, park sorunu olmadığını, daha ekonomik olduğunu, en yoğun trafikte bile rahatça yol alabildiğini, zamandan kazandırdığını, yeni dostluklar kurmana vesile olduğunu, ruhuna iyi geldiğini, seni özgürleştirdiğini, mutlu ettiğini söyle. Bu söylendiklerin kesmiyorsa, de ki onlara;Kimin kim olduğu, kimin neye hizmet ettiği, dostun düşmanın birbirine karıştığı, aklın ve vicdanın başkalarının hizmetine sunulduğu, değerlerin hamaset girdabında değersizleştiği, kanmaya kandırmaya açık bir toplumda, terör örgütlerinin ölüm saçtığı, yaşam hakkının gasp edildiği, ülkece bağımsızlığımızın tehdit edildiği, devletin felç edilmek istendiği, çocuklar eliyle çocukların katledildiği, endişenin hat safhaya çıktığı bu “paranoid kaotik ortam”da aklıma mukayet olabildiysem eğer, motosiklet alarak kafayı yemiş olacaksam, yiyeyim be! Motorunuzun ve yaşam sevincinizin hep “on” olması dileğiyle…

Cevap bırakın