in

Kuryeler Hariç Hepiniz Dağılın!

 

Tüpçüyle hamburgerciyi de bana kurye diye yutturmaya kalkmayın kardeşim! Ben sadece bir evrak,
ilaç, bilgi, belgeyi taşıyanları kastediyorum kurye derken. Ama bu; tüp, su, angut sürücü, lahmacun
taşıyanlara ittifak mittifak demeyip ben de gıcık kapmaya başladım.

Bir gün motosiklet kullanan birileri için kötü bir şey yazacağım aklıma gelmezdi ama, nereye kadar be birader! IQ seviyesi neanderthal’den bir çıt yukarıda, patron baskısı batan şirket CEO’su seviyesinde, aldığı cüzi maaş nedeniyle stresi ayyuka çıkmış, kendini yolda bulunca pideyi yetiştirmenin amaç olmaktan çıkıp araç haline geldiği kitleden bahsediyorum: Dağılın, bi nefes alalım!

 

Arkaya taktıkları valiz nedeniyle benim motorun arka çantası bile muayeneden geçmezken, aynı anda beş tane damacana su taşıyanını gördüm ben bunların… Aynı sayıda tüp taşıyanı da varmış da, doğalgaz yaygın olduğu için pek denkleyemedim, anlatanların abartıcısıyım. Mübarek, kıymalı pide değil ameliyat masasına böbrek yetiştiriyor sanki! Tamam, evde bekleyen aç adam olarak pidenin sıcak olmasını isterim de, üzerinde yumurta yerine yolda yenmiş elli tane küfür olsun istemem be birader.

 

Kaldırım, ters yön, kırmızı ışık hak getire! Kamikaze gibi giden bu kitleye birilerinin dur demesi lazım(dı). Önce ehliyet kontrolleri sıklaştı, sonra arkaya takılan o çeyiz sandığı büyüklüğündeki kutulara işlem yapılmaya başlandı. Son günlerde de kask kontrolleri yapılıyor. Tamam da, atlanan önemli detay var: Bu adamlar polislerin kontrol noktalarında değil, sokak aralarında geziyor. Ben dahil halkın normal galeyanı nedeniyle bu adamlara önlem alalım derken, köprüden geçerken tüpçü muamelesi görmek de hoşuma gitmiyor açıkçası.

 

Polis memuru sordu geçen gün, “Arka çantanız ruhsata işli mi?” diye.

 

Üzerinde BMW yazan çantanın el bavulu olarak kullanılması mümkün değilken ve bunu ikimiz de bilirken, bu soruya verilecek cevap yoktu elbette… Ne denebilir ki? Neticede ruhsata işletilmesi nasihatiyle ‘şimdilik’ kaydıyla serbest kaldım. Devletin elinin ayarı yok, tokadı salladı mı su mu taşıyorsun, pizza mı, adam mı ayırt etmiyor vallahi!

 

Cümle arasında BMW kelimesi geçmişken söyleyeyim. 4 Temmuz’da verdiğim cam siparişi an itibariyle henüz gerçekleşmedi. 146 gündür motorun ön camını bekliyorum. De ki kırılmıştı. Binme kardeşim!

 

Yine deli dumrul hikayesine dönen Triumph maceramdan da bilgi vereyim. Motorumu 85 gün sonra alabildim. Yapılmış, çalışıyor. Ses seda yok. Demek ki olabiliyormuş. Bir bedel de alınmadı ve tüm parçalar garantiden değişti. Ama ‘Hangi parçalar değişti’ sorusuna an itibariyle cevap alamamış bulunuyorum. Hele bir onu da alayım, tam raporumu sonra ileteceğim.

 

Arkası bir dahaki aya…

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

FIM 110 Yaşında

Okumak Hayat Kurtarır!

REKLAM