in

Memleketimden Manzaralar

İstanbul’da yaşamayanlar bilmez. Şöyle anlatayım. Trafikteki her dakika sağınızdan solunuzdan tabakhaneye deri yetiştiriyormuş acelesinde üzerinde polis sireni ve ışıkları bulunan sivil araçlar geçer. İlk yıllarda biz bunu safiyane biçimde polis teşkilatımızın kudret ve gayretine bağlıyorduk. Sonra ortaya çıktı ki encümeni, başkan yardımcısı, dekanı, muhtarı neredeyse herkes trafiğe takılmamak için siren ve çakar diye tabir edilen mavi kırmızı ışıklardan kullanıyor.

Geçtiğimiz ay daha önce yayınlanmış bir genelge tekraren hatırlatılarak bu ışıkların kolluk güçleri haricinde kullanılmasının yasak olduğuna değinildi ve bunlarla ilgili işlem yapılacağı açıklandı. İnandım mı? Elbette hayır. Bu bir yalan döngüsüdür. Hiçbir polis memuru, amirini arayıp kendisini fırçalattıracak seviyede olduğunu bildiği bir aracı durdurup da “Bu sireni taktığınız için size ceza kesiyorum” diyemez. Sen önce o polise o yetkiyi verip arkasında duracaksın.

Bu arada bu araçlardan plakasız olanlara rastlıyorum. Camları renkli minibüs çoğunluğu. Normal araçlar polis tarafından çevrilirken siren ve polis ışığı olan plakasızlar gazlayıp gidiyor. Bu mudur ülkenin içinde bulunduğu hassas dönemdeki önlem?

Peki; sorumu çeşitlendireyim.
Meşhur Avrasya tünelimizin girişinde polis arama noktası var. Personel güneşten, yağmurdan korunsun diye şemsiyesi kurulu olan, ceza kesmek için masası sandalyesi bulunan, araçları yavaşça gözlemlesin diye şeridi daraltan kukaları dizili bir organizasyon bu. Sayın yetkililer; polis muhabirliği yıllarımın orta karar vatandaş bilgisinin biraz üzerindeki deneyimimle soruyorum; “Dalga mı geçiyorsunuz?” Trilyonluk yatırımı böylesine ziyan etme hakkını görevini size kim verdi?

Efendim “İçinde bulunduğumuz konjonktürde bu gerekli.”
Bu üzeri kapalı cümleyi anlarım. Ama bunun önleminin bu olduğunu sanmak yine en hafifinden saflıktır. Kurarsın yolun daha gerisine elektronik önlemlerini, yine polis aynı yerde durur. Varsa bir sıkıntı çevirir arabayı alırsın bir cebin içine, trafik akar gider. İyon analizi bile yapabilen detektörler icat edileli 25 yıl oluyor. HGS takını yapmasını biliyorsun da bundan kurmasını niye bilmiyorsun?

Sireni takan istediği yerden çekip gidecek. Ben tünelden geçerken polis amca arabanın içine bakacak diye 15 dakikalık yolu bir saatte geçeceğim.

Sonra; “İstanbul öyle oldu böyle oldu”  E olur tabi.
Bu kadar bariz şapşallığı vatandaş olarak ben bile görürken bu küçük dokunuşları Mars Emniyet Müdürü mü yapacak? Yoksa Uranüs’teki belediye hizmet yönetmeliklerine bakarak mı öğreneceğiz?
“Pes” diyeceğim ama içimden “Yuh” demek geçiyor doğrusu.

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Mecliste “Motosikletçi” Yok mu?

Mevzubahis Vatansa, Gerisi Teferruattır!

REKLAM