Toplu Taşıma mı, Motosiklet mi?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin gözde kurumu İETT, yaptığı son araştırmaya dayanarak toplu taşımanın yararını gören çevreci İstanbullu’ların araçlarını garajda bırakacaklarını iddia ediyor; hatta daha da ileri gidip çevreci olmayanların da bütçelerini düşünüp çevreciler gibi davranacağını ön görüyor.

Dahası İETT, gençlerin artık arabayı statü sembolü olarak görmediğini, arabanın ilham verici olmaktan çıktığını ve sadece bir araç olarak algılandığını söylüyor. Gençler için önemli olanın internete girerek sosyalleşmek olduğu tesbitinde bulunan İETT’ye göre “Y Kuşağı için araba artık cazip olmaktan çıkmış!

Tüm bu önermelerini bilimsel verilere ve hesaplamalara dayandırdığını iddia eden İETT, üç temel önermede bulunuyor:

1- Toplu ulaşım özel araçla ulaşıma göre 6-7 kat daha ucuzdur.

2- Toplu taşıma araçları, özel araca göre ortalama yüzde 40 oranında zamandan tasarruf ettiriyor. Trafiğin yoğun olduğu saatlerde ise toplu ulaşım 6 kat daha hızlı seyahat imkanı sunuyor.

3- Toplu taşıtlarla ulaşım, özel araçlarla ulaşıma göre 7-7.5 kat daha az karbon salınımı gerçekleşmesini sağlıyor.

Bunların yanı sıra basın açıklamasındatek yolculu özel araçların, yolun %85’ini kapladığının altını çizen İETT, Bahçeşehir Üniversitesi Ulaştırma Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı’nın görüşlerine de başvurarak temel bir öngörüde bulunuyor. “Hızlı ve güvenilir bir toplu taşıma sistemi sayesinde, trafik tıkanıklığı içinde boğuşan özel araç sürücüleri, toplu ulaşım araçlarının hızlı ve düzenli işleyişlerini gördükçe bu sistemlere kayacaklardır”.

İETT, bu öngörüsünü Michigan Üniversitesi’nden Dr. Michael Sivak’ın Almanya, Japonya ve İngiltere’deki verilere dayanarak yaptığı 2012’deki araştırması ile destekliyor. Sivak’a göre, sözkonusu ülkelerde gençlerin araç sahibi olma oranı düşmektedir. Gençlerin marka algısında otomobil markaları sıralamada aşağıya kayarken bilişim markaları yukarı çıkmaktadır.

Şimdi gelelim Türkiye gerçeklerine;gelişmekte olan bir ülke olarak, gelişmiş ülkelerin geçtiği yollardan daha geçmedik. Tüketim toplumunun doygunluk sınırına daha varmadığımız için de “lüks ürünleri” tüketmekten ve “lüks araçlara” sahip olmaktan kendimizi alamıyoruz. İşte tam da bu noktada Dr. Michael Sivak’a dünyada lüks makam aracına en çok sahip olan ülkenin neden Türkiye olduğunu konusunda sosyolojik bir araştırma yapmasını hararetle öneririm.

Toplu taşıma sistemlerine gelince belirli hatlar ve belirli zaman aralıklarında başarılı görünse de işe gidiş dönüş saatlerinde toplu taşıma sistemininyetersiz kaldığı herkesin malumu. Hal böyleyken otomobil sahiplerini toplu taşıma sistemlerine davet etmek ancak iyi niyetli bir girişim demektir. Hem bütçeden hem zamandan tasarruf sağlayan, hem de gaz salınımı konusunda çevreci, ayakları yere basan,trafiği rahatlatacak gerçekçi bir çözüm mü arıyorsunuz? Aradığınız en çabuk hayata geçecek ve en ekonomik çözüm motosiklettir!Motosikletin önündeki yüksek vergi gibi engelleri kaldırın, Londra’daki gibi tahsisli yolları motosikletlere açın, bakın bakalım; kim otomobilini garajına bırakıp toplu taşıta biniyor, kim motosiklete.

Motorunuzun ve yaşam sevincinizin hep “on” olması dileğiyle…