Menu
in

Yamaha T-max 2017, Polini’li T-Rex’e Karşı

Yamaha Türkiye’nin lüks versiyon DX’i teste açtığını duyduğumuzda, Polini varyatör kiti ile kendi 2016 Tmax’ini sportif bir skutere dönüştüren Fuat Domaniç’in 2016 Tmax’i ile karşılaştırmadan edemedik.

Yamaha’nın 2017’de tamamen yenilenen modeli Tmax’in pahalı versiyonu DX’i Riva yollarında test ettik. Piyasadaki rakipleri çoğalması ile birlikte, Yamaha ticari açıdan çok başarılı olan ve 2001’den bu yana Avrupa’da 233 bin adet satılan Tmax’i yeni baştan ele almış. Her ne kadar fiyatı sebebiyle Türkiye’de çok önemli bir yer edinememiş de olsa, Fransa, İtalya gibi ülkelerde 50cc üzeri skuterlerde Tmax satışları yıllardır ilk 5 arasına giriyor.

Tmax 2017 yılı içinde Avrupa’da ve bizde 2 donanım versiyonu ile satılıyor. Ucuz olan SX daha az donanımlı bir model. Yamaha bu motor için “daha sportif bir sürüş isteyenler için” ibaresini kullanmış. Aslında teknik olarak daha sportif olan bir yeri yok, SX’ler daha az donanımlı olanlar. DX ise üzerinde koltuk ısıtmadan elektrikli ayarlanabilir ön cama kadar her türlü lüks donanıma sahip olan motorlar.

2016 TMAX 530



 

2017 TMAX 530 DX



 

Neler Değişti?

2017 yılı kasasında öncelikle teknik değişiklikler var. Yeniden tasarlanan alüminyum şasi eskisine göre 9 kilogram daha hafif. Arka maşa ise eskisine oranla 4 santim daha uzun. Gücü tekerleğe aktaran kayış ise gözle görülür şekilde daraltılmış. Teknik olarak bagaj gözle görülür biçimde büyütülmüş. Benzin deposunun öne alınması sayesinde büyüyen bagaj artık daha fonksiyonel.

Hız sabitleme, ateşleme haritaları S ve T modları, çekiş kontrol gibi özellikler nasıl geldi diye merak eden varsa, bunları yapabilmek için Yamaha motora bir ride-by-wire elektronik gaz kolu sistemi eklemiş. Bu sayede bütün bu saydığımız özelliklerin takılması mümkün olmuş.

Daha önce tek versiyon olarak satılan Tmax’te artık SX ve DX isimli iki farklı donanım bulunuyor. SX daha çok 2016 yılı donanımına sahipken, DX’te bir takım lüks donanımlar mevcut. Bu donanımlar arasında ısıtmalı sele ve elcikler, elektrikli ayarlanabilir ön cam var. DX’teki yenilikler bununla da bitmiyor. “Yamaha connect” adı verilen bir GPS sistemi ile Türkiye’de Vodafone’dan destek alarak motoru takip edebilirsiniz. Bunun için ayrıca bir servis ücreti ödeniyor ama kaskodan daha ucuza gelebilir. Hırsızlığa karşı DX sisteminde ayrıca orta ayağı park zamanı kilitleyen bir sistem de mevcut. Bu açık olduğunda motor orta sehpadan inmiyor.

Her iki motoru da Kavacık’tan başlayıp Riva’ya giden açık yollarda ve devamında test ettik. 2017 Tmax euro 4 normlarında olmasından sebep üst devirlerde motoru oldukça kısıtlayan bir egzoz sistemine sahip. Buna rağmen hem düşük hem de orta devirlerde süspansiyon bakımından 2016’ya göre çok daha yumuşak ve performanslı bir sürüşe sahip. Yamaha Riding Akademi’den Metehan Yılmaz ve 2016 Polini’li Tmax’in sahibi Fuat Domaniç, karşılıklı her iki motoru da kullanarak sürüş izlenimlerini aşağıdaki gibi aktardılar.

Sürüş İzlenimleri

Metehan Yılmaz
İki kasa arasında bence açıkça fark var. Yoldaki bozuklukları oldukça iyi sönümleyebilen, konforlu, bu kadar da iyi sürüş sağlayabilen yeni süspansiyonlar bence müthiş olmuş. 2016 model ile arasında kesinlikle fark var. Ben nispeten pek çok kişiye göre daha hafif sayılırım, buna rağmen ben bu konforu anlayabiliyorsam, ağır bir kişi için çok daha konforlu hissedilebilir diye düşünüyorum. Gece sürüşü yaptığımda LED farların çok iyi aydınlattığını gördüm. 2016’nın farları da LED ve onlar da 2017 kadar iyiler.

Gaz dozajını çok beğendim, camın ayarlanması da sürücüyü daha iyi koruyor. Gaz sabitleme sistemi bu kasada ilk defa geldi, bence bu sistem de uzun yolsa büyük kolaylık sağlıyor. 2017 Tmax’i tempolu sürdüğümde 5,5 litre/100km yakıt tüketimi ortalaması elde ettim. Yumuşak kullandığımda ise (80-90km/s ile sürüş) 3,5 litrelere kadar inebildim. Bakım aralıkları 5 bin kilometrede bir yapılıyor. Bu sürüşte Fuat Abi’nin Tmax’i ise 6,2 litre yakıt tüketirken, 2017 Tmax 5,2litre/100km tüketmiş.

Fuat Domaniç
2016 ile karşılaştırdığımda öncelikli olarak dikkatimi çeken nokta; sele altını genişletebilmek için benzin deposunun öne çekilmiş olması. Bu sebeple ayak basma yerleri 2016’ya göre biraz daralmış. Honda X-adv’de bu durum bana göre korkunçtu, ayağım kayacakmış gibi hissetmiştim onda. Amortisörleri 2016’ya göre çok daha gelişmiş, 2017’yi umduğumdan daha çok beğendim. 2016’nın da amortisörleri bence oldukça başarılı. Hatta şöyle söyleyeyim, üzerinde her türlü lüksü barındıran KTM’nin 1290S ADV denedim. Amortisör bakımından yolda kendi Tmax’imi daha çok beğendim. 2017 ondan da iyi hale gelmiş! 2016’ya göre hemen her konuda iyileştirme ve büyük yenilikler sunan 2017 DX’in bence en çarpıcı ve sürpriz üstünlüğü, tanıtımında o kadar vurgulanmamış olmasına rağmen, yeni amortisörlerinin ve muhtemelen esnekliği de yeniden ayarlanmış olan yeni şasesinin sunduğu, şaşırtıcı derecede başarılı konfor ve yol tutuşu… O kadar ki; Bugüne kadar denemediğim kalmayan, teleleverinden ohlinsine, ohlinsinden dinamiğine envai çeşit amortisör içerisinde en etkilendiğim amortisörlerden biri 2017 Tmax DX’in amortisörleri oldu!

2017’nin amortisörleri seri biçimde çalışarak yoldaki bozuklukları bir çırpıda yok edebiliyorlar. 2016’nınki ise o kadar da seri çalışmıyormuş gibi geldi. Kötü yol şartlarında her ikisi ile de bozuk parkurlarda gittim geldim. 2017’nin yönlendirme kabiliyeti benim 2016’ya oranla daha kolaymış gibi geldi. Böyle olmasında depo kadar, makinanın da 4 cm kadar öne alınmış olması ve arka maşanın 4 cm! uzatılmış olması da olumlu bir rol oynamış görünüyor. 2017’de kullanılan Dunlop lastikler oldukça düz profilli olmasına karşın, 2016’da kullandığım epeyce dairesel profilli lastik karşısında bile 2017 daha sportif ve daha rahat yönlendirilebiliyordu.

Göstergeler güzel. 2016’nın kırmızı ve sportif arka plan ışığını da beğeniyorum açıkçası. Bunda mavi olmuşlar. 2016’da şikayetçi olduğum konulardan bir tanesi gidon yüksekliğinin az olmasıydı. Gidonu tam sağ ya da tam sol yaptığımda bazı zamanlarda dizlerime değebiliyordu. Ben bunu gidermek için Motoplus’ın getirttiği SW Motech gidon yükselticilerinden satın alıp taktım. Oldukça da iyi oldu. 2017’deki gidon ise yine alçakta ama standart yüksekliği 2016’dan bir parça daha yüksek. Konfor açısından baktığımızda her ikisinin de selesi konforlu, 2017 bir parça daha alçak gibi.

Fren sistemi 2016’ya çok yakın, kendiminkileri ve bunun fren sistemini beğendim. 2016’nın aynalarını pek beğenmiyorum, kolları çok uzun ve aynalar çok önde. Bunda kolları kısaltıp aynaları öne yaklaştırmışlar. Ben 2016’nın ayna pozisyonunu beğenmediğim için yine Motoplus ve SW Motech’den gidon üzeri ayna bağlantısı ve ayna uzatma aparatı alıp MT-07 aynalarını gidona bağlamıştım. 2017’nin yeni standart aynaları ile bana daha rahat yaşanabilir gibi geldi.

Spor modu ile Tour modu gerçekten birbirinden farklı ve kullanımda bir fark yaratıyor. Tour moduna aslında Rain (yağmur) modu demek daha doğru olurdu. Polini’li Trex’imde güç daha iyi hissediliyor ama 2017’nin de düşük devirleri hiç fena değil. Yüksekliği motorla ayarlanabilen ön cam ise meğer lüks değil bayağı önemli bir ihtiyaçmış! 2016 T-R-ex mükemmel idi, 2017 T-R-ex DX ise rüya gibi olmuş…

Sonuç
Bu yazının yazıldığı Kasım 2017’de SX versiyonu 64.800TL.den, lüks versiyonu DX ise 75.600TL’den satılıyor. Yurtdışındaki fiyatı 13.300 euro olan DX’in Türkiye fiyatı, dövizin durumu ve %38 ÖTV yükü düşünüldüğünde yine de düşük kalıyor. Motosiklet fiyatlarının özellikle vergi yükü sebebiyle bu denli artması, Türk kullanıcısının arzusunu da köreltiyor.

Bu konu hiç aklımızdan çıkmıyor ancak öte yandan da bakacak olursak, 2017 Tmax eskisine göre daha iyi süspansiyonları ve konforu en tepelere çıkartan aksesuarları ile gerçekten övgüyü hak ediyor. Fuat Domaniç’in 2016’yı aynı gün satıp 2017 DX’e geçtiğini de unutmadan ekleyelim.

Cevap bırakın