in

Motosiklet Kimin İşidir?

Sabah kalkıp işine giderken motor kullanan mıdır? Yalnızca kuryeler, pizza dağıtıcılar, acil ilaç dağıtıcıları mı? Her fırsatta geziye, tura çıkanlar… Motosikleti alıp garajında bekletenler… Motosiklet aşkına hızı pistlerde yaşayanlar… Hızını alamayıp ülke toprakları dışına taşanlar…

Bakın, farklı kullanım amaçları olmasına rağmen bacaklarımızın arasındaki araç nihayetinde “iki teker” olarak karşımıza çıkıyor. Arasına motor konulmuş ve küçüğünden büyüğüne, çok farklı kullanım alanlarına rağmen motosiklet hemen her iş grubu için ideal bir trafik aracı olma özelliğini korumaya devam ediyor.

 

Motosikleti kim neden kullanıyor derken, geçtiğimiz hafta bir kez daha zam gelen benzini nasıl tasarruflu tüketiriz tartışmalarını yapmaya başladık. Beş liranın üç lirası vergiye giden sistemin diğer tarafı olarak motosiklet kullananlar biraz daha şanslı olabilir. Yazmaktan bıkıp usanmadığımız bu konu sanıyorum daha yüzlerce, binlerce kez yazılıp konuşulmak zorunda. Böyle olmalı zaten!

 

Az yakıt kullanımı ve kolay park edebilme özellikleri nedeni motosiklet çok yakında hızla tercih edilen bir ulaşım aracı olacaktır. Ama bunu yaşamaya başladığımızda bazı önlemler alınmadığı için çeşitli sorunlar yaşayacağız: Motoparklarda yer kalmayacak, motosiklet vale hizmetleri yeterli olmayacak, otoyollarda sol şerit motosikletliler tarafından işgal edilecek, akaryakıt istasyonlarında benzin almak için gelen motorlar çok zaman harcayacak, hava limanlarında motor park ücretlerinin artışından şikayet edeceğiz. Bu vesile ile kredi kartı veya nakit para ile self servis akaryakıt istasyonlarının yapımına başlanması gereklidir. Bu konularda hızlı çözüm üreten ve gerçekleştiren inşaat şirketlerine duyurulur.

 

Dahası da var: Her sokak ve caddede optimal şehir planlaması kapsamında bir tarafta motosiklet için yola dik ama yan çizgili motopark yerleri olurken, yolun karşı yönünde ters tarafta otomobiller için park yerleri işaretlenmelidir. Ama tek dikkat edilmesi gereken nokta her iki farklı park alanına kendisine ait olmayan aracın bırakılmasıdır. Eğer bu bizde yapılır ve kullanıma başlanırsa bir önceki cümlede yazdığım konu sıklıkla karşımıza çıkacaktır. Bu yüzden şimdiden motopark ve otopark algısını ciddi ve doğru şekilde yaratmamız gerekebilir.

 

Motosiklet kimin işidir derken bazı yaşadıklarımı sizlerle paylaşmalıyım. Aslında hepsini sizler de neredeyse hergün görüyorsunuz. Bir scooter; anne, baba ve çocuk. Üç insan binmiş yürüyüp gidiyor. Kask ne gezer? Ama gidiyorlar işte… Başka bir sahne: Yokuş aşağı giden bir motor. Arkadan görüyorum sürücüyü. Aslında saçı yok. Çünkü kask takmamış, ama başının sağından solundan saçlar uçuşuyor. Yanına geldiğimde, önünde kızını oturtmuş ona motosiklet kullanmayı öğrettiğini (!) şaşkınlıkla bakıyorum. Tahmin ettiğiniz gibi onun da kaskı yok! Bu bilinç nasıl yerleşecek bilmiyorum ama bu konuda galiba farklı şeyler yapmak zorundayız.

 

Evet motosiklet aynı zamanda bir özgürlük aracı. Altınızda hep öne gitmek isteyen, kollarınızla hükmettiğiniz bir mekanik yaratık var. İnsan yaratımı bir şey. Kurallara uygun ve tam donanımlı haldesiniz. Bastınız marşa yürüyüp gittiniz. Ama her şey o kadar kolay değil. Dün geçtiğiniz yolda bugün bir inşaatla karşılaşıyorsunuz. Öğle sonrası, hava güzel yavaşça ilerliyorsunuz, artık şehirden çıkmak üzeresiniz. Hızınızı limitler dahilinde ve kurallara göre arttırıyorsunuz. İleride bir viraj ve girmeye başladığınızda aslında çimleri sulamak için hazırlanmış bir sistem yolu sulamış. Bu durumda eğer şans varsa onun sizinle olmasını dilemekten başka yolunuz yok…

 

Yollarımızı yapanlara, güvenlik barlarını inşa edenlere, trafik işaret sistemlerini programlayanlara, dönüşlerde mutlaka sinyal verilmesini öğretmek için takla atan sürücü kurs öğretmenlerine, velhasıl hepimizi hâlâ ve daima büyük görevler bekliyor. Motosiklet kimsenin değil, kimin değil, galiba hepimizin işi…

 

Bu yelpaze, benim Arızlı köyündeki 80 yaşında scooter kullanan üzümcü amcadan, motor satıcılarına, oradan Motosiklet Federasyonuna kadar uzanmaktadır. Medya uslu durmaya devam etsin! Kaza olursa motosikleti yazsınlar! Medya sahibi olursam, motosiklet kullanmayan bende gazetecilik yapamaz! Biraz egoistçe oldu ama şimdiden bunu bir tehdit olarak algılayın! Önemle duyurulur…

 

Motosiklet, hayat aşkına sahip olanlarındır. Sağlığına, keyfine, arkadaşına, eşine, çocuklarına, dostlarına sevgi ve saygı gösterenlerin aracıdır. Motosiklet aynı zamanda işini sevenlerin aracıdır. Kurumsal kimliğin bir parçasıdır. Motosiklet bizimdir…

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Motosiklet Kazasında Nasıl Davranılır?

Motosiklet Mevsimi

REKLAM