in

Yamaha YZF-R6

Yamaha’nın süper sportifine doğal yaşam alanı olan pistte bindik 2 sene evvel Ankara’dan Bora isimli arkadaşımızın CBR600RR’ına pistte binmiş, beğenmekle birlikte motoru biraz eski nesil bulmuştum.

Uzun yıllardır çok büyük değişikliklerin yapılmadığı Japon 600’lük sınıfındaki makinaların da CBR gibi epeydir üretildikleri için benzer karakterde olacaklarını düşünüyordum. Sonra Haziran’da, İstanbul Park’taki pist gününde bir R6’ya binme şansım oldu. Çok ön yargılı yaklaştığımı, tasarımı eskiye dayansa da R6’nın güncelliğini ve modernliğini gayet başarılı bir şekilde sürdürdüğümü keşfetmem uzun sürmedi.

 

Tam R25’le gazlıyorum, baktım arkadaşlardan birisi piste daha iyi alışırım diye kurşuni bir R6 almış. 2015 model. Bir sonraki seans motorları değiştik.

 

Değiştik değişmesine de, bir anda dünyam değişti. R25 ile tapagaz gidiyor, bu R6’yı kovalıyordum, buna geçince yörüngeye mi oturdum nedir, 1000’liklerin peşinde koşmaya başladım. R6, sonu gelmeyen enerjisi ile adeta küçük bir mermiyi andırıyor. R25’ten inen arkadaşım ise onu çok beğenmiş: “bununla neredeyse hiç frene basmadan bütün pisti dönebiliriz, bir kupa yapsak da kendi aramızda yarışsak” diye konuştuk. Lakin benim aklım R6’da kalmıştı. Bir motor bu kadar mı deli dolu olabilirdi? Olabiliyormuş, şaşırdım kaldım. Motorun beni en çok etkileyen tarafı her şartta oldukça stabil ve güven verici olması. Devir ve hızınız ne olursa olsun, R6 tecrübesinin ve geçen yıllarda yapılan iyileştirmelerin sonuçlarını konuşturuyor. Dizlerle çok iyi bir şekilde kavranıyor, üzerinde durmak da son derece konforlu hissettiriyor.

 

Deviri arttırıp bir virajdan diğerine gazlarken dirsek içi ile depoya temas edebildiğimi ve oradan destek alabildiğimi farkettim. Bu detay pek çok motosiklette istenildiği gibi değil. Her ne kadar motorun boyutları küçükmüş gibi görünüyorsa da, çoğu sürücü için tatminkar boyutlara sahip. Üzerinde gelen Dunlop’lar ile pistteki performansı hiç de fena değildi. Uzun süredir 4 silindir harici motorlar kullanmış birisi olarak, sürekli akıyormuş hissi vereceğini düşündüğüm 4 silindirli bir motora pek benzemiyor bu alet, vites küçültünce güzel yavaşlıyor, belki biraz fren, virajın içine kıvrılıveriyor. Fren etkisi belki bir Panigale Brembosu etkisi göstermiyor, ancak hafifliği sayesinde yeterli fren gücü sürücüye destek veriyor. Yıllar içinde geliştirilen çip kontrollü gaz ile değişken yakıt emiş yolu motorun gücünü en iyi biçimde asfalta aktarmasını sağlıyor.

 

Piyasada en yüksek devir çeviren süper spor olarak bilinen R6, 10 bin devirin altında adeta duruyor gibi hissettiriyor zaten. Devirin artarak egzozdaki Exup sübaplarının açılması ile birlikte kulakları tırmalayan bir ses ve delirmiş bir güç geliyor. Bu güç oldukça yumuşak biçimde geldiği için korkacak hiçbir şey yok. Motorun hem sürüş kalitesi, hem oturma pozisyonu, hem de süspansiyon güvenilirliği son derece modern bir havaya sahip. Yaşını gösteren tek nokta artık iyice yaşlanmaya başlayan gösterge grubu. Solda hız dijital olarak gösterilirken, ortada analog devir saati devire aç biçimde sizi bekliyor. Sağda ise dış ısı göstergesi, tripmetreler gibi pek çok ufak tefek bilgi, yine ufak tefek dijital saatlerin içine yerleştirilmiş. Buraya yeni konan bir fonksiyon var; o da tur ölçemeye yarayan kronometre.

 

Göstergenin sağ tarafında yanar söner halde bulunan tek satır kronometreyi sabit hale getirip saymaya hazır halde tutmak mümkün. Gelgelelim başla ve bitir komutlarını vermek için gösterge saati üzerindeki seçme düğmesine basmak gerekiyor. Bu da belli bir hızla giderken oldukça zor yapılabilecek bir hareket. Üstelik bir fazla zamanı da herhangi bir hafızada tutmuyor, dolayısyla tuttuğu zamanlara bakmak için start finiş noktasında zamanı kontrol edip aklınızda tutmanız gerekiyor, şayet her tur tekrar tekrar sıfırdan başlatmıyor iseniz. Oturuş pozisyonunu çok beğendik. Uzaktan bakan birisi için fazla radikal görünebilir, kolları ekarte edecek şekilde biraz fazla öne eğilme var ama bu sayede gidon kontrolü çok kolaylaşıyor. Pegler biraz yukarıda, bu da pistte aletin fazla yatmalarda yere değmemesini sağlıyor.

 

17 litrelik depo pistte yeterli bir menzil sağlıyor, öyle ki, ilk defa 3 seans yapıp hiç benzin almıyoruz. Ergonomiye dönecek olursak, depo genişliği Honda’nın süpersporlarının genişliğinin aksine çok iyi ayarlanmış, rahat bir şekilde dizlerle kavranabiliyor. Vites oranları son derece iyi ayarlanmış. MV Agusta, Ducati gibi Avrupa’lı rakiplerinin aksine R6’da ABS, çekiş kontrol, quickshifter gibi özellikler bulunmuyor. ABS ve çekiş kontrol böylesi bir pist makinası ile çok da şart değil gerçi, ama hemen buna nasıl quickshifter takarız diye düşünüp taşınıyoruz. Pistteki gücü çok yeterli, iyi ayarlanmış vites oranları sayesinde arka düzlükte daha büyük hacimli motorların arkasından da olsa son derece iyi gidilebiliyor. Yamaha R6 ile yapmayı istediğimiz daha uzun bir testi önümüzdeki sayılarda yayınlamayı planlıyoruz. Dolayısıyla önümüzde 4 pist günü daha var. Her pist günü bir başka heyecan…?

 

 

 

Yamaha YZF-R6 1. İçerik Fotoğrafı

 

 

Yamaha YZF-R6 2. İçerik Fotoğrafı

 

 

Yamaha YZF-R6 3. İçerik Fotoğrafı

 

 

Yamaha YZF-R6 4. İçerik Fotoğrafı

 

 

Sol üst: Gösterge grubu halen modern görünse de biraz daha zengin olmayı hak ediyor.

Sağ üst: Titanyumdan yapılma, üzerinde Exup sübapları bulunan egzoz konumu itibariyle ağırlık merkezinin aşağıda olmasını sağlıyor.

Sol alt: Değişken hava emiş boruları motordaki en sofistike detaylardan birisi.

Sağ alt: Motorda en sevdiğimiz yönlerden bir tanesi de ani vites düşürmelerde kilitlenmeyi önleyen kaydırmalı debriyaj.

 

TEKNİK ÖZELLİKLER

 

Motor tipi: 4-zamanlı, sıvı soğutmalı, Öne eğimli paralel 4-silindir, DOHC, 4-subap

Motor hacmi: 599cc

Çap x Strok: 67,0 mm x 42,5 mm

Sıkıştırma oranı: 13,1 : 1

Maksimum güç: 91,0 kW (123,7PS) @ 14.500 dev/dk.

Maksimum tork: 65,7 Nm (6,7 kg-m) @ 10.500 dev/dk.

Debriyaj tipi: Islak, çoklu disk yay

Yakıt sistemi: Yakıt enjeksiyon

Şanzıman: Sıralı, 6 vites

Son aktarım: Zincirli

Şasi: Aluminyum Deltabox şasi

Ön süspansiyon: Upside-down teleskopik çatal, Ø 41 mm

Ön-arka tekerlek çalışma mesafesi: 115 mm, 120mm

Ön, arka fren: Hidrolik çift disk, Ø 310 mm, Hidrolik tek disk, Ø 220 mm

Ön, arka lastik: 120/70 ZR17M/C (58W), 180/55 ZR17M/C (73W)

Sele yüksekliği: 850 mm

Tekerleklerarası mesafe: 1.375 mm

Minimum yerden yükseklik: 130 mm

Ağırlık (dolu yağ ve yakıt tankı dahil): 189 kg

Yakıt tankı kapasitesi:17 litre

Yağ tankı kapasitesi: 3,4 litre

Distribütör: Yamaha Motor Türkiye www.yamaha-motor.com.tr

Fiyat: 39.400 TL

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

55 Senelik Tecrübesiyle Ege Motor

Yeni Spyder F3’ün Tepesinde Grossglockner’in Tepesine…

REKLAM