in

İstanbul’da 5 liraya döner yiyon, ya n’olacağdı yaa?

Yazar: Ahmet Köseoğlu

Dile kolay: Dünya Superbike Şampiyonası 15 Eylül 2013 tarihinde İstanbul Park’ta!

Motosiklet severlerin yıllardır beklediği adrenalin, heyecan, kefif artık adına ne derseniz işte o 15 Eylül 2013 tarihinde ilk defa Intercity İstanbul Park’ta gerçekleştiriliyor. 2005-2006-2007 yıllarında yapılan MotoGP Şampiyonası yarışlarının ardından Türkiye’de motosiklet sporu adına gerçekleşen en büyük organizasyon.

 

Kayıtların gerçekleştirildiği 12 Eylül günü -yani şuan bu yazıyı kaleme almakta olduğum gün- padok alanında yapılan ilk basın toplantısı ile etkinlik resmen başlamış oldu. MotoGP mücadelesine yakından tanık olmamış olanlar Intercity İstanbul Park padok alanını ilk defa böyle bir sirk gibi rengarenk ve dopdolu gördü.

 

Bal dök yala

Siz deyin 60 ben diyeyim 70 tane rengarenk tır padok alanını adeta karnaval alanına dönüştürmüş durumda. Yarısı takımların garajlarının önünde ilgili takıma teknik destek sağlarken diğer yarısı padok alanının diğer tarafında sanki fazla lüks gecekondularmışçasına takımların misafirlerini ağırladıkları cafe, bar, restoran gibi yapılar halinde kanatlarını açmış bekliyor. Hani arabasının üzerine yaprak düşse arabasını yıkayan o aşırı titiz yan komşunuz varya işte hepsine o bakıyor. Aprilia, Ducati, BMW, Kawasaki, Honda, MV Agusta, Suzuki, Pirelli ve diğer sponsorlardan hepsinin tüm araçlarına bal dök yala…

 

Takımlara gelecek olursak, orada durum daha da vahim. Mesela sanırım Fixi Suzuki garajı, üniversite zamanında titiz arkadaşım nedeniyle oldukça temiz olan evimizden biraz daha temiz. Tabi bizim halıların üzerinde paramparça bir motor yoktu -ki ikincisi nasıl olsun-, birde o olsaydı bizim ev ilk sezon sonunda küme düşerdi. Onca tekniker pullarına kadar ayırıp yeniden topladıkları motorları dahi tertemiz tutuyor. Bizde? Bizde durum farklı. Bugün Türk yarışçılardan birinin lastikleri “Git jantlarını temizle öyle gel” denilerek değiştirilmedi. Türkiye pist şampiyonasında böyle bir olayı tarih yazmaz! Temizlik bizim dinimize göre imandan gelir ama her ne hikmetse bu “gavurlar” bizden daha temiz çıktı…

 

Yarışçılar

Padok alanında birçok yarışçıyla görüştük. Ducati pilotu Carlos Checa: “Pist hızlı ancak FIM’in iki silindirli motorlar için uyguladığı kurallar bizi düzlükte zayıf bırakıyor. Bu pisti çok seviyorum ancak rakipilerimiz bu haftasonu burada bizden avantajlı” dedi. İstanbul Park’ta iki MotoGP birinciliği bulunan Marco Melandri: “Burası benim çok sevdiğim türden hızlı bir pist. Özellikle 8. virajı çok seviyorum. Yarışta hedefimiz ilk 5’in içerisinde olmak ancak ben yarışı kazanmak için gazlayacağım” dedi. Takip edenler bilir, kendisiyle BMW’nin 2013 yılı sonunda Superbike Şampiyonasına veda etmesi nedeniyle geçenlerde takılmıştım işte onu da yeri gelince sordum. Melandri: “Evet bu kötü bir şans, seneye yine Superbike’ta olacağım. Görüşmelerim devam ediyor, bir ençok iki haftaya neticelenmiş olur” dedi. Merak edenlere kendisinin biricik kız arkadaşı Manuela da İstanbul Park’ta ve gayet iyi -öhömm-…

 

Aprilia pilotu Eugene Laverty: “İstanbul Park oldukça iyi bir tesis. piste çıkmayı sabırsızlıkla bekliyorum. Dün akşam kebap yedik, pazar akşamı da galiba dansözlü fasıla gideceğiz” dedi. Belliki biri geleneklerimizi kendisinin ya da takımının kulağına fısıldamış… Kawasaki pilotu Tom Sykes: “Yarış için hazırız. Mümkün olan en iyi dereceyi almak istiyorum. Şampiyonluk iddamı sürdürmek istiyorum” dedi.

 

Kawasaki deyince bugün milli sporcumuz Kenan’ın başı hep kalabalıktı. Kendisiyle iki çift laf edemedik. Ama Sofuoğlu’nun rakibi Sam Lowes ilk basın toplantısı sonrasında yanımızda bitiverince kendisine Kenan’la mücadelesini ve gelecek yılki hedefini sorduk: “Kenan güçlü bir yarışçı. Onunla mücadele etmek güzel. Yarış içerisinde bazen hırs nedeniyle farklı riskleri alabiliyoruz ama ben artık daha rahatım.” dedi. İngiliz pilot sezon sonuna 3 yarış kala 54 ğuan farkla şampiyonluğu neredeyse garantilemiş durumda. Gelecek sezon için de Moto2 kategorisinde yarışmak istiyor.

 

Wildcard

Gelelim wildcard ile şampiyonaya dahil olan diğer Türk yarışçılarımıza. Türkiye’yi Superbike kategorisinde Tolga Uprak ve Yunus Erçelik, Supersport kategorisinde ise Barış Tok, Çağrı Çoşkun ve Mert Aytuğ temsil edecek. Supersport kategorisinde 1:57 saniyelerin Superbike kategorisinde ise 1:54 saniyelik tur zamanlarının zorlanacağını tahmin ediyoruz. Hal böyle olunca %7’lik baraja takılmayıp yarışta start alabilmek için yaklaşık minimum 2:04 2:02 gibi tur zamanlarını tutturmak gerek. Yani açıkçası yarışta derece elde etmekten çok şuan yarışlara katılabilmenin derdindeyiz. Uzaktan bakınca “nasıl ya” diyebilirsiniz ancak şunun da çok iyi farkında olmak gerek: Örneğin süperbike kategorisinde takımların 240’lara ulaşan motosikletlerine karşın bizim sporcularımızda 190 bg’lik motosikletler mevcut. Nedenini sormayın zira bunun nedeni ap ayrı bir yazı olur. Öte yandan rakiplerimiz dünyanın en iyi pilotları. İşleri güçleri sadece yarışmak ve tüm hayatlarını bu işten kazanıyorlar. Bu arada 18 turluk (96.120m) yarış için gerekli olan büyük depolu motosikletleri yarışçılarımız ilk defa kullanacak. Türkiye şampiyonasında en uzun yarış İstanbul Park’ta 12 tur sürüyor. Yani “Abi birsürü Türk yarışçı var, bakalım kürsüye çıkacaklar mı” ya da “İlk 10’a girecekler mi” gibi boş umutlarla beklemek yerine, biri motor tamircisi, biri mağaza işletmecisi, bir diğeri yine işletmeci gibi aslen bambaşka işlerden hayatlarını kazanan yarışçılarımızı, dünyanın en iyilerine karşı kendilerini sınama özgüvenini gösterdikleri için şimdiden alkışlamalıyız. Yani şuan önemli olan şey, dünyanın en iyi Superbike pilotlarına ve en güçlü superbike motosikletlerine karşı piste çıkma cesareti göstermek. Bu önemli bir başlangıç ve Kenan Sofuoğlu’nun 3 dünya şampiyonluğu sonrasında bir nevi yeni eşik noktası. Diğer beklentilerimizi motor sporlarında daha da gelişmeyi ve daha iyi yerlere gelmeyi umduğumuz gelecek yıllar için saklamalıyız.

 

Yazıya, geçenlerde Eminönü’nde başımdan geçen bir olayla son vermek istiyorum. İstanbul’a gezmeye gelen bir arkadaşım acıkınca Eminönün’de bir dönerciden 5 liraya yarım ekmek döner ve ayran aldı. Ayaküstü kendisine verilen yarım ekmeği ısırırken içerisinde pek birşey olmadığını görünce de dönerci ustasına dönüp: “Ustam bunun içine hiç et koymamışsın yahu” dedi. Usta gülerek arkadaşıma dönüp, kendine özgü şivesiyle: “İstanbul’da 5 liraya döner yiyon, ya n’olacağdı yaa? Sen ayrana dua et babam” dedi. İşte 15 Eylül 2013 Dünya Superbike Şampiyonası’nda bizim de dualarımız o ayran için…

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Yarış öncesi Sam Lowes ile Röportaj

Intercity Istanbul Park’ta Egzoz Sesleri Yükselmeye Başladı

REKLAM