in

CFMOTO 450SR İncelemesi

450SR’ı kullanmak şeker ilavesi olmayan sağlıklı bir tatlı yemeye benziyor, insan her ne kadar bu tatlıyı beğenip kendini iyi hissetse de içten içe aklı hep dondurmalı brownie’de

Yazıya başlamadan önce motosikletin ilk videosunu instagramda paylaştığımız andan beri gelen parça ve servis sıkıntısı yorumlarını es geçmememiz gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda distribütörden parçaların geldiği hakkında bilgi alsak da kullanıcı deneyimi aksini gösteriyor. Dolayısıyla işin bu tarafını aklımızın bir köşesinde tutmak gerekiyor.

 Görünüşle başlamamak yanlış olur, CFMOTO ortaya acayip bir şey çıkartmış, ön tarafta kızgın bakan çift far tasarımını dışarıya doğru uzayan kanatlar tamamlıyor. Kokpitin üstüne doğru ilerlendiğinde ise bizi ufak ama keskin hatlara sahip cam ve 8 inçlik TFT ekran karşılıyor. Vakit geçirmek için hiç de kötü bir yer değil. Kalıplı duran karenajlar ve arka far tasarımı sokakta görüldüğünde tekrardan kafayı çevirtmeyi başaracak halde.

 

Kafa tasarımı son derece dikkat çekici

 V2 gibi çalışan, crossplane çift silindirli motor da farlardaki asabiyetten nasibini almış. Düşük devirlerde gazı kapattığında çıkardığı patırtıları, orta devirlerdeki güzel gaz tepkisi yolda sizi gülümsetmeye yetiyor. Nitekim bu ikili viraj çıkışlarını çok keyifli hale getirirken, düzlük sonları için aynı şeyi söylemek zor. CFMOTO bu modeli bir süper spor olarak tanımlasa da motorun çalışma karakteristiği daha çok bir naked’a benziyor. 6000-9000 arası çok keyifli. 9000-12000 arasında neredeyse hiç çekiş yok. Bu nedenle kendinizi kullanımı pek de keyifli olmayan viteslerle oynarken buluyorsunuz. Çinli üretici burada biraz “boşluklu” ve size dişlilerin tam olarak oturduğunu hissettirerek ŞLAKS! diye geçen bir vites kutusu kullanmış.

 Beni en çok şaşırtan yönü, öndeki tek taraflı Brembo fren sistemi oldu, üst merkez CFMOTO’nun kendi merkezi olsa da fren hissiyatı ve tepkisi gayet güzel. Hem yolda hem de pistte fren rahat dozajlanabiliyor. Viraja girme zamanı geldiğinde 450SR biraz tereddütlü, viraja agresif girmek istediğinizde apex’e kadar istediğiniz çizgiyi takip ettirmek için ekstra çaba harcamanız gerekli. Ön taraf motorun agresif görünümüne karşı oldukça ağır bir hissiyata sahip. Belki süspansiyonları biraz daha sertleştirip(ön zaten ayarlı değil) daha agresif bir profile sahip pirelli lastikleri takmanın ne kadar fayda sağlayacağını denemeden göremeyiz gibi.

 Tüm bunlar bir araya geldiğinde ortaya kendini sevdirebilen enteresan bir karışım çıkıyor. Beraber geçirdiğimiz iki günün ardından Sinan abi pat diye bunu mu R25 mi alırsın diye sorunca kitlenmem bundan. Zira (parça bulma, daha önce yaşanan arızaları ve Türkiye’deki kalan tüm problemleri kenara bırakarak düşündüğümüzde) R25 çok daha çevik bir motor olmasına karşı ama 450SR hiç fena bir alternatif olmadığı görüşündeyim.

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Husqvarna Nuda Geri Mi Dönüyor?

Triumph TE-1 Projesi

REKLAM